Burası iki uçsuz bucaksız kumsal arasındaki kayalıkların üzerinde kurulmuş bir kasaba. Ve sonbahar, daha doğrusu onlara göre ilkbahar olan şimdiki Ekim-Kasım ayları bu toprakları ziyaret için en iyi zaman, çünkü Hermanus, dünyada balinaları karadan seyredebileceğiniz en iyi yerlerin en başında geliyor.
Kayaların üstündeki The Marine oteli arkasındaki yemyeşil dağlarla önünde uzanan gri-mavi okayanusun arasında beyaz bir çizgi gibi duruyor. Havadaki kara bulutlar insana okyanusun soğukluğunu hissettiriyor. Burası dünyanın en güney ucu, önünüzdeki okyanus Antartika’nın buzullarına kadar uzanıyor. Bir saat kadar batınızda Cape Town ve denize bir kayalık bir dil gibi uzanan Ümit Burnu bulunuyor. Portekizli denizci Vasco da Gama bu burnu 500 yıl kadar önce döndüğünde önünde açılan yeni okyanusu görmüş. Vasco da Gama daha sonra Hint Okyanusu olarak anılacak bu denizden yoluna devam edip, bilmiyorsanız bile, tahmin edebileceğiniz gibi Hindistan’a varmış.
Ümit Burnu aslında Afrika’nın en güney noktası değil. Bu şeref The Marine otelinin bulunduğu Hermanus’un bir saat kadar doğusundaki Agulhas burnunun. Cape Agulhas, Cape of Good Hope, yani Ümit burnu kadar romantik değil. Ümit burnu dalgaların sürekli dövdüğü kayalıkların üzerinde yükselen bir fener, bir tarafınızda Atlas, diğer tarafınızda Hiny Okyanusu ile çok dramatik bir yer. Oysa Cape Agulhas daha sakin; daha mütevazı bir fener ile birkaç balıkçı kulübesi kendilerini arkalarındaki yuvarlak tepelere yaslamışlar, sanki zamanın geçmesini bekliyorlar.
Ümit Burnu ile Cape Agulhas arasında sadece Afrika’nın değil, dünyanın en ilginç kasabalarından birisi bulunuyor: Hermanus. Burası iki uçsuz bucaksız kumsal arasındaki kayalıkların üzerinde kurulmuş bir kasaba. Güney Afrika’nın en iyi butik otellerinden The Marine ile Birkenhead House bu kayalıkların üzerinde kurulular. Ve sonbahar, daha doğrusu onlara göre ilkbahar olan şimdiki Ekim-Kasım ayları bu toprakları ziyaret için en iyi zaman, çünkü Hermanus, dünyada balinaları karadan seyredebileceğiniz en iyi yerlerin en başında geliyor.
Right whale, yani “doğru balina”, bu adı avlanılması ticari açıdan en doğru, daha doğrusu en verimli olan balinalar oldukları için almış. Bütün balinalar arasında yağı en kıymetli olan bu cins yoğun avlanma sonucu kuzey denizlerinde kalmamış. 1935 yılından bu yana kısmi de olsa koruma altındalar ve sayılarının 3 ile 4 bin arasında bulundukları tahmin ediliyor. 50 ton ağırlığındaki balinalar güney yarımkürede kışın yerini ilkbahara bıraktığı aylarda, yani bizim sonbaharımızda, güney kutbu yakınlarından kuzeye doğru çiftleşmeye ve doğurmaya çıkıyorlar. İşte Hermanus’un bulunduğu Walker Bay’in nispeten sıcak sularına da bu sıralar giriyorlar.
Deniz mahsülleri cenneti
The Marine’in önündeki kayaların dibinde denizin içinde, denize sıfır bir havuz bulunuyor. Arkası uçurum, önü Antartika’ya kadar uzanan bir okyanus. Havuzda mısınız, okyanusun içinde mi farkedemiyorsunuz. Ve balina mevsiminde, yani şimdi, yüz metre ötenizde sizinle aynı denizi paylaşan bu muhteşem hayvanları görebiliyorsunuz. Birkenhead House ise adını bu kayalıklarda batmış olan bir İngiliz gemisinden alıyor. Bu otelin havuzunda balinaları havuzun içinde elinizde bir kadeh Güney Afrika şarabı ile daha medeni bir ortamda, ama biraz daha uzaktan izleyebilirsiniz.
İki dev okyanusun birleştiği yerin bir deniz mahsülleri cenneti olduğunu söylemeye herhalde pek gerek yok. İstridye, kalamar, ıstakoz, Mozambik’ten gelen dev karidesler, deniz mahsüllerinden hoşlanan herkesin aklını başlarından alacak cinstenler. Marine otelinin restoranı The Seafood at The Marine deniz mahsülleriyle ünlü, lüks bir balık lokantası. Güney Afrika’daki lüks lokantaların fiyatları bizimkilerin yanına daha yaklaşmadıkları için, fiyatlar oldukça makul. Ama Hermanus’ta yemek yemek için en keyifli yer, hele bizim başarabildiğimiz gibi deniz kenarında bir masa kapabilirseniz kayaların dibindeki Bientang’s Cave. Burası salaş tabir edebileceğimiz, ama kendinize çok makul fiyatlara bir ziyafet çekebileceğiniz bir restoran. Servisin onlar size alışıncaya kadar biraz kaba olmasının dışında tek kötü tarafı, hava kötü olunca kapalı olması, çünkü Hermanus’ta bulutlar kararıp rüzgar esmeye başlayınca, dışarıda oturma imkanı pek kalmıyor, zaten anlamı da olmuyor. İşte o zaman sıkı giyinip Cape Agulhas’a doğru uzanan kumsala gidip ayaklarınız yüzlerce metre uzakta patlayan dalgaların sahile vuran kalıntılarının arasında ıslanırken yürümek.
Bütün buralar size çok uzak gibi geliyorsa da aslında yakın. Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan geceyarısına çeyrek kala kalkan uçağıyla ertesi sabah Cape Town’a varıp, oradan bir araç kiralayıp öğlen yemeğinde Hermanus’da olabilirsiniz.
Bunları yapmadan dönmeyin
Golf oynayIn
n Vin de Constance için, Napolèon’un ve bizim Ayşe’nin şarabı.
n Kabuklu deniz mahsülleri yiyin.
n Cape Town’a dönüyorsanız n Chapman’s Drive’a katılın. n Dağların arasında gezerken okyanus manzarası seyredebilirsiniz.
Nerede kalınır?
HERMANUS
n The Marine
0027-28-3131000
www.marine-hermanus.com
n Birkenhead House
0027-28-3148000
www.birkenheadhouse.com
n The Western Cape Hotel+Spa
0027-28-2840000
www.luxurycollection.com/westerncape
FRANSCHHOEK
n Le Quartier Française
0027-21-8762151
www.lequartier.co.za
n La Residence
0027-21-8764100
www.laresidence.co.za
Güney Afrika’nın en ilginç kasabasında balina turu
Ümit Burnu ile Cape Agulhas arasında sadece Afrika’nın değil, dünyanın en ilginç kasabalarından birisi bulunuyor: Hermanus
Haberin Devamı