Yumuşak hatlı tepelerin yer yer ağaçlıklarla kaplı olduğu ada vahşi bir görüntü sergiler. Sahillerindeki otlar Atlas Okyanusu’ndan esen rüzgarların sürekli etkisiyle eğilmişlerdir. Sık sık yağan yağmurlardan sonra havadaki pus kalktığında çok uzaklarda İrlanda’yı görebilirsiniz. Adalılar viskiyi bulan İrlandalı keşişlerin İskoçya’ya burada ayak bastıklarını ve en iyi malt viskinin Islay’da (Ayla okunur) yapıldığını söylerler.
Islay viskilerinin en büyük özelliği denize olan yakınlıklarını tatlarında göstermeleri. Hiç malt viski içmemiş bir kimse bile bir Islay maltının içine iyot ve is sinmiş olan tadını hemen ayırt edebilir. Çünkü deniz kenarındaki duvarları yosunla kaplı mahzenlerdeki meşe fıçılarda geçirdikleri uzun yıllar onları sanki mahzenlerin arkasındaki okyanusun bir parçası haline getirmiştir. Islay adasının nüfusu 3 bin 500 kadar. Gençlerinin çoğu dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi doğdukları yerde kalmayıp, büyük şehirlere göç etmeyi tercih ediyorlar. Ama Islay aslında halkına oldukça cömert davranan bir ada. Adadaki dünyaca ünlü malt viski damıtımevleri İngiltere devletine yılda 300 milyon sterline (750 milyon YTL) yakın vergi geliri sağlıyor.
Ardbeg artık ülkemizde
Adanın güneyindeki damıtımevlerinin viskileri karakterlerinde Islay’nın vahşi görüntüsünü yansıtır. Laphroaig, Lagavulin ve Ardbeg ilk içişte sevilecek tarzda viskiler değildir. Bazen bir kadehin içinde okyanustaki fırtınaları yansıtabilirler. Bu rüzgardan, denizden ve az da olsa soğuk havadan hoşlanan birisi iseniz, iyi bir şeydir. O zaman bu üç malt viski ile ilgili söylenen “Onlardan ya nefret edersiniz, ya da çok seversiniz” sözünün ikinci kısmına katılanlardan olursunuz.
Laphroaig ve Lagavulin bir aralar ülkemize de ithal ediliyordu, sonra nedense ortadan kayboldular. Ardbeg’de ise seksenli yıllardan sonra uzun süre viski yapılmadı, damıtımevi mahzenlerindeki fıçılarla birlikte uykuya daldı. Bu yıllarda mahzenlerde yıllanmış olan viskiler şimdi çok yüksek fiyatlara satılıyor. Damıtımevi tekrar açıldıktan sonra yapılan viskiler ise 10 yıllık Ardbeg olarak şişelenmeye başladı. Açık renkli, burunda kökenini is ve iyot kokularıyla hemen belli eden nefis bir viski. Bu yıl kaybettiğimiz ünlü viski yazarı Michael Jackson, 10 yıllık Ardbeg için “Genç bir orta ağır siklet boksör” benzetmesi yapardı. Gerçekten de dimdik ayakta duran, size “İyi bir viski içiyorsun” dedirten bir malt. Viskiyle yemek mi, diye soran okurlarıma bir somon fümenin yanında denemelerini öneririm. En iyi tarafı da, artık ülkemize de ithal ediliyor olması!
Islay’nın kuzeyinde komşu ada Jura ile aralarındaki Sound of Islay’nın kıyılarındaki Caol Ila ve Bunnahabhain’de Türkiye’de bulabileceğiniz diğer Islay maltları. Adanın güneyinin haşin maltlarının aksine gene içlerinde denizi taşıyan, ama çok daha sakin viskiler. Viski seven bir arkadaşınız varsa, yılbaşı hediyesi olarak bir Ardbeg, Caol Ila veya Bunnahabhain’e hayır diyeceğini hiç sanmam. Ama ilk önce kendinize bir şişe hediye etmeyi unutmayın!
Denizin tadını alan viskilerin adası
Islay Adası’na, İskoçya’nın batı sahillerindeki Kennacraig balıkçı kasabasından iki saatlik bir gemi yolculuğundan sonra varılır
Haberin Devamı