Çöller ve buzullarla kaplı ülke

4 bin 300 km uzunluğunda bir ülke, genişliği ise sadece 175 km...

Haberin Devamı

Şili’de doğu ve batı diye bir kavram yok, sadece kuzey ve güney var, çöllerle kaplı bir kuzey ve buzullar ile kaplı bir güney.

Şili, ülkenin kuzeyindeki Aymara yerlilerinin dilinde “dünyanın en sonu” anlamına geliyormuş. Düşünün ki ilkel yerlilerinin bile dünyanın diğer taraflarından ne kadar uzakta olduklarının farkında oldukları bir ülke.
7 bin metreye yaklaşan zirveleriyle And dağları Şili’yi en büyük komşusu Arjantin’den ayırıyor. And Dağları’nda 36 tanesi hâlâ aktif olan iki bin civarında yanardağ olduğu söyleniyor.
Şili’nin başkenti Santiago’ya Buenos Aires’den iki saatlik bir uçuş ile varılıyor. Zaten o kadar yol gitmişken Şili ile birlikte Buenos Aires’i görmek de şart. Ama orası tangosuyla, biftekleriyle o kadar yazıldı ki, biz bu hafta Şili’de kalalım. Santiago uçağı And Dağları’nın kenarındaki başkente inişe geçmeden sağ tarafınızda Güney Amerika’nın en yüksek dağı Aconcagua’nın muhteşem kitlesini görüyorsunuz. Ama asıl dağları, yanardağları görmek için Santiago’dan güneye, Puerto Montt’a uçmalısınız. Bu uçuş, uçağın solunda (A koltuğunda) oturup bulutsuz bir havaya rastlarsanız, dünyanın en güzel uçak yolculuğudur.
İlk önce uzaklarda diğer dağların arasından 3 bin 776 metrelik kusursuz piramit görüntüsü ile yükselen Volcan Lanin’i görürsünüz. Onun önünde hâlâ dumanını tüttürmeye devam eden Volcan Villarica ile etrafında yükselen birçok yanardağ, aralarında uzanan zümrüt rengi göllere bembeyaz gölgelerini atarlar. Nihayet uçak Puerto Montt’a doğru alçalmaya başlayınca altınızdaki Llanquihue gölüne yansıyan dünyanın en güzel dağlarından Volcan Osorno’yu ve arkasında sipsivri tepesiyle Puntiagudo ile ufka yakın bir yerlerde bölgenin en yüksek tepesi Mont Tronador’u görürsünüz. Bembeyaz zirveler, aralarındaki göller ve yemyeşil vadilerin görüntüsü zihninize bir daha çıkmamak üzere kazınır.


Göller seyahati


Llanquihue gölü kıyısındaki Puerto Varas, Puert Montt’a 15 dakika mesafede. Gölün karşısında Osorno bütün haşmetiyle yükselir. Osorno son olarak 19. yüzyılın ortalarında, gölün diğer kıyısındaki Calbuco ise 20. yüzyılın başında patlamışlar. Aynı yıllarda bölgeye yerleşmiş olan Almanlar, Puerto Varas’a balkonları çiçeklerle süslü şaleleriyle, Deutscher Verein, Club Aleman gibi restoranlarıyla adeta küçük bir Almanya yaratmış.
Puerto Varas’da kalınacak en iyi otel Cabanas del Lago... Buralarda gastronomik olarak fazla beklentiniz olmamalı. Kunstmann gibi iddialı bir isim taşıyan Şili-Alman birası bile tam bir hayal kırıklığı oluyor. Puerto Varas’da Santiago’da keşfettiğimiz Austral birasını da bulamıyoruz, ama neyse ki Şili şarapları çok iyi.
Puerto Varas, And Dağları’nı geçen göller seyahatinin başlangıç noktası. And Dağları pek geçit vermiyor, ama 20. yüzyılın başlarında bir Alman göçmeninin aklına Puerto Varas ile Arjantin’in Bariloche kenti arasındaki göller ve tepeleri gemi ve araba (şimdi minibüs) ile geçmek gelmiş. İlk katedilen “zümrüt göl” lakaplı Todos los Santos tam bir doğa harikası. Yemyeşil sahillerinden yükselen Osorno’nun mükemmelliği Fujiyama’yı bile kıskandıracak güzellikte. Bu seyahatin mucidi gölde bir adada yatıyor ve gemiler adanın her önünden geçişlerinde sirenleriyle onu selamlıyor. Sirenlerin arasından bir anda karşınıza adeta göğe tırmanmaya çalışan sipsivri zirvesiyle Puntiagudo çıkıyor. Şili-Arjantin sınırını 976 metreye tırmanıp geçerken karşınıza Tronador’un 3 bin 478 metrelik kütlesi çıkıyor. Akşamüstü Arjantin’in aynı adı taşıyan gölü saran Nahuel Huapi Milli Parkı’na varıyorsunuz. Keyifli gemi seyahati Güney Amerika’nın göller arasındaki tepelere yerleşmiş resort oteli Llao Llao’da sona eriyor. Buradan Buenos Aires’e dönmek gerekiyor, ama Llao Llao da, önünde uzanan Arjantin Patagonya’sı da, aynı Şili gibi buralarda daha kalınır dedirtiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR