Arnold Schwarzenegger’in Avusturya’nın güneyindeki Graz kentinde başlayan yaşamı, kendisini dünya vücut şampiyonluğundan milyonlarca dolar kazanan bir film yıldızına, oradan da Kaliforniya Valiliği’ne kadar götürdü. ABD başkanlarının Amerika’da doğmuş olmaları kuralı olmasaydı, belki de ABD başkanı bile olacaktı.
İtalya’nın güneyine özgü Primitivo ile Hırvat şaraplarının üzümü Crljenak’tan geldiği sanılan Zinfandel ise 19. yüzyılda geldiği Kaliforniya’yı kendine öyle yurt bellemiş ki, Şili, Güney Afrika ve Avustralya’da da dikilmesine rağmen bütün dünyada bir Kaliforniya üzümü, bir Kaliforniya şarabı olarak tanınıyor. Amerika’da her eyaletin çoğunlukla çiçek olan bir resmi bitkisi (state flower), resmi ağacı (state tree) ve bir de resmi kuşu (state bird) bulunur. Kaliforniya senatosu da Zinfandel’i ‘eyaletin tarihi şarabı’ olarak resmi bitkilerinin arasına katmanın doğru olacağına karar vermiş. Ama sayın vali öyle düşünmemiş ve veto nedenini şöyle açıklamış: “Kaliforniya, eyaletimizde yetiştirilen her ürünle gurur duymalıdır! Onlar dünyanın en iyi çiftçilerinin, bilim adamlarının ve yatırımcılarının çabalarının ürünleridir. Aralarından bir tanesini seçip ödüllendirmek doğru olmaz.”
Üzümler de göç edebilir
Bu pazar durup dururken neden bunları yazdığıma gelince: Son zamanlarda topraklarımızın bağrından çıkan Öküzgözü, Boğazkere gibi yerel üzümler varken, neden Cabernet Sauvignon, Merlot ve Şiraz bağları dikip onlardan şarap yaptığımızı sorgulayanlar ortaya çıkmaya başladı. Bu yabancı kökenli asil üzümlerden yapılan şarapların, anayurdu Anadolu olan üzümlerden yapılan şaraplardan daha az Türk şarabı olduklarını nasıl söyleyebiliriz ki? Reşit Tolon, Bozcaada’da bir yandan adanın üzümlerinden iyi şaraplar yapmaya çalışırken, öte yandan Cabernet Sauvignon ve Şiraz gibi üzümlerden yeni bağlar dikiyor, ilginç kupajlar deniyor. Yanlış mı yapıyor? Sarafin herhalde bu topraklarda en vatan diyebileceğimiz yerlerin başında gelen Çanakkale’de, Saroz’daki bağların Cabernet Sauvignon, Merlot ve Chardonnay’lerinden üretiliyor. Herhangi bir üreticinin Öküzgözü veya Boğazkere’sinden daha mı az Türk şarabı? Bu üzümlerin bazılarının özellikle Denizli’nin Güney ilçesinde çok iyi şaraplar vermeye başladıklarını, ülkemizin bazı yörelerini kendilerine (aynı vaktiyle buralara yerleşen insanlarımız gibi) yurt bilmeye başladıklarını memnuniyetle görüyoruz.
Üzümler de göç edip, kendilerine yeni yurtlar bulabilir. İran kökenli Şiraz üzümü, Rhone nehrinin kıyılarını kendisine vatan olarak seçmiştir. Orada Şiraz’dan dünyanın en iyi şaraplarından bazıları üretilir. Sonra Avustralya’daki bağlara dikilmiş, orada da muhteşem şaraplar vermiş. Kimse de “Şiraz bir Avustralya üzümü değildir, onun için Avustralya Şiraz’ı diye bir şarap olmaz” dememiş. Bunu vurgulamak için bizim de örneğin Denizli valiliğine kendi sinemamızın Terminator gibi ağır abilerinden birini, örneğin Kadir İnanır veya Cüneyt Arkın’ı getirmemiz ve onların da yumruklarını masaya vurarak, “Hayır efendim, Öküzgözü ve Boğazkere ne kadar Türk şarabıysa, ilimizin topraklarında yetişen Cabernet Sauvignon ve Şiraz da o kadar Türk şarabıdır; bu böyle biline” diye bağırmaları mı gerekiyor?
Cabernet Sauvignon, Merlot ve Şiraz bize yabancı mı?
Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger önüne konulan kanun tasarısına bir daha bakmış ve “Hayır” demiş: “Veto ediyorum. Kaliforniya’da Cabernet Sauvignon ve Chardonnay üzümlerinden dünyaca ünlü şaraplar üretilirken, bir tek Zinfandel’e ‘eyaletin tarihi şarabı’ unvanının verilmesini kabul edemem.”
Haberin Devamı