Bisküvinin kralı pötibörün içindeki sır

En iyi petit beurre bisküvi için Almanya’ya gitmek gerekir

Haberin Devamı

Galatasaray’ın Beypazarı Şekerspor zaferi ile veda ettiği Ali Sami Yen Stadı’nın yapıldığı yıllarda İstanbul şehri Şişli meydanından sonra İETT otobüs garajlarının olduğu yerde biterdi. Levent ayrı bir köy gibiydi ve Şişli’den Levent’e giden yol, kenarındaki birkaç bina dışında oldukça ıssızdı. Hatta Ali Sami Yen stadı yapıldığında basındaki tepkiler “Şehir dışındaki bu stada kim gider ki” şeklinde olmuştu. Sonra şehir süratle büyüdü, stadımız şehrin ortasında kaldı ve sonunda şehir tarafından yutuldu, aynı vaktiyle hemen yanında olup şehir tarafından yutulan Arı Bisküvileri fabrikası gibi.
Arı bisküvi fabrikasına yıllar boyu defalarca gittiğim Ali Sami Yen stadının aksine hiç gitmedim. Ama anılarımdaki yerinin yıllar sonra bile sevgili stadımız kadar olacağından hiçbir şüphem yok. Çocuk yaşta önünden geçerken o kadar güzel bir bisküvi kokusu gelirdi ki burnumuza, arabanın camlarını açardık. Hâlâ Mecidiyeköy’den geçerken, ama çevre yolundan değil, aşağıdaki adeta Ali Sami Yen’e değen yoldan geçerken, o koku burnuma gelir, arabamın camını açmak isterim. Sonra etrafımı sarmış olan İETT otobüslerini görüp vazgeçerim.

En iyi petit beurre bisküvi Almanlar’ın

Sizi bilmem, ama ben bisküvi çok severim. Hep sevmişimdir, bundan sonra da sevmeye devam edeceğim. Hayatımızın ilk yıllarında ağzımızda eriyen Cici Bebe’ler filan da güzeldir, ama bisküvinin kralı Petit Beurre’dür. İlk Fransa’nın Nantes şehrinde Louis Lefevre-Utile adında bir adamcağızın 1886 yılında İngiliz gemicilerin bisküvilerinden esinlenerek yaptığı Petit Beurre (pötibör) bisküvilerin en büyük özelliği içinde “beurre”, yani tereyağı olmasıdır. Zaten Nantes şehrinin bulunduğu Fransa’nın İngiltere’ye doğru uzanan kuzeybatı ucunda tereyağı ve kremalarıyla ünlü Normandiya ve Brötanya bulunur. Louis Lefevre-Utile’in kurduğu LU bisküvi fabrikası hâlâ Fransa’nın en ünlü bisküvi fabrikasıdır.
Fransızlar kızacaklar (neyse ki yazılarımı orada okuyan pek yoktur), ama en iyi petit beurre bisküvi için Almanya’ya gitmek gerekir. Orada, yani Almanya’da, Hannover şehrinde (gene İngilizlerden esinlenerek) bisküvi imalatıyla uğraşan Hermann Bahlsen 1891 yılında Fransızlardan çok daha yoğun tereyağı kullanarak bir petit beurre bisküvi yapmış. Tabii Alman olduğu için adını öyle koymamış. Hatta bisküvilerine Lefevre-Utile’in aksine kendi adını bile koymamış. O zamanlar Almanya’da ürünlere ünlülerin ismini koymak gibi garip bir âdet varmış. Bahlsen de daha sonra dünyaca ünlü olacak bisküvilerine Hannover şehrinin en tanınmış evladı, 1647-1716 yılları arasında yaşamış filozof, matematikçi, dilbilimci ve de tarihçi Gottfried Wilhelm Leibniz’in adını vermiş.

Türkiye’de çifte kavrulmuşlar lezzetli

Leibniz Butterkeks (yani tereyağlı bisküvilerini, yani pötibörlerin) ilk başarısı hemen gelmiş. 1893 yılındaki Chicago dünya fuarında jüri üyeleri tarafından “Buna benzer başka ürünler de var, ama bunda ki tereyağı kokusu bambaşka” yorumu ile altın madalya almış. 1898 yılında bütün Almanya’da sadece bir tane ışıklı reklam varken Berlin’in ünlü Potsdamer Platz meydanına ışıklı reklamını koyan Leibniz kısa sürede bütün dünyada tanınmış. Ülkemizde de bulunabilen Leibniz bisküvilerinden 1973 yılından beri üretilen bir tarafı çikolatalı olanı da (özellikle çikolatalı olan tarafı ağzınızın başka bir tarafında eritmeyi başarabilirseniz) muhteşem, ama asıl yemeniz gereken hâlâ o buram buram tereyağ kokan Leibniz Butterkeks!
Bisküvi ile içecek uyumuna gelince, naçizane kanaatim kahvenin özellikle pötibör ile iyi gitmediğidir. Çay ise özellikle bisküvinin yarısı kısaca içine bandırıldığı takdirde çok iyi bir uyum sağlayabilir. Türkiye’de üretilen pötibör bisküvilerden Eti’nin ürettiği çifte kavrulmuş Etibör çok başarılı. Leibniz Butterkeks’e oranla tereyağı burnunuzda ve damağınızda kendisini hemen hissettirmiyor, ama o kızarmış ekmek tadındaki kavrulmuşluğu önemli bir artı olarak ön plana çıkıyor. Zaten tereyağı eksikliğini de iki Etibör’ün arasına tereyağı sürerek giderebilirsiniz. Yalnız o zaman bisküvilerinizi çayınıza bandırmamaya çalışın, çünkü çayın içinde eriyen tereyağı çayınızın görüntüsünü bozar.

DİĞER YENİ YAZILAR