Bira ve şarap servisinde nelere dikkat edilmeli?

Son yıllarda şarap ithalatının serbest bırakılması ve aynı yıllarda yerli üreticilerimizin daha kaliteli şaraplar üretmeye başlamalarıyla restoranlarımızın şarap listeleri oldukça zenginleşti

Haberin Devamı

Bu giriş cümlesini eski yazılarımdan bazılarında kullanmış olabilirim; ne var ki, içki konusunda son yıllarda en heyecan verici olaylardan birisini vurguladığı için, neredeyse her konuda lafı açmaya yarıyor.

Biz millet olarak kısa sürede uzmanlaşmayı severiz. Bu şarapta da böyle oldu ve restoranların daha iki yıl önce şaraplık üzümlerin isimlerini bile telaffuz edemeyen müşterileri kısa sürede birer şarap uzmanı haline geliverdi. Hal böyle olunca, restoranlarımız da garsonun şişeden tattırdığı şarapları ağızlarında bilerek veya bilmeyerek gezdiren insanlarla doldu. Bu yanında tabii ki bazı tartışmaları da getirdi. Sipariş ettiğiniz şarap, markası, üzüm cinsi ve en önemlisi rekoltesi doğruysa, ne zaman değiştirilir? Bir kere garsonun size şarabı tattırma nedeni sizin (veya daha vahim durumlarda karınızın) o şarabın tadını beğenip beğenmediğini tespit etmek için değildir. Sipariş ettiğiniz şarabın tadını beğenmediyseniz, bir dahaki sefer o şarabı sipariş etmezsiniz, olur biter. Şarap, sadece mantarından hava alması veya başka bir nedenle bozulmuşsa, ki o zaman ıslak karton gibi kokar, değiştirilir. Akıllı bir restoran sahibi de garsonlarının bu konularda müşteriyle çok fazla tartışmaya girmemesine dikkat eder.


İddialı bira menüleri

Müşterilerin şarap konusundaki diğer haklarına gelince: Özellikle şarap konusunda iddialı olup (şart olmadığı halde) bunu gösterircesine kırmızı şarapların kocaman kadehlerde servis edildiği bir restoranda yiyorsanız, o kocaman kadehlere konulan kırmızı şarabınızın 18-20 derece ısıda olmasını talep etmelisiniz. Restoranın içindeki “oda sıcaklığının” veya şarabı sakladıkları yerin ısısı sizin sorununuz değildir. Dolayısıyla çoğu restoranımızda olduğu gibi garsonun “şarabınızı serinletelim mi” sorusu yersiz ve münasebetsiz bir sorudur. Siz oraya şarabınızın serinletilmesini beklemeye değil, şarap içmek için gidiyorsunuz. İkinci (veya üçüncü) şişeyi açtırdığınızda şarap aynı şarap bile olsa size tattırılmalı ve kadehleriniz yeni şişeden servis edilecek şarap için yenilenmelidir. Dolayısıyla, şarap konusunda ille de garsonlara zor anlar yaşatayım diyen restoran müşterilerindenseniz, bu konulara yoğunlaşabilirsiniz.

Avrupa’nın birçok ülkesinde restoranların artık şarap kadar iddialı bira menüleri de var. Bira servisi ile ilgili dikkat edilmesi gereken birkaç şeye gelince: Sipariş ettiğiniz buz gibi biranızın, köpüğünü yok etmenin marifet olduğunu sanan kötü kalpli bir garson tarafından katledildiğini görmek, defalarca yazdığım gibi, çok acı verici bir şeydir. Bira, bardağınızın yarısına kadar doldurulduktan sonra, şişesi ile birlikte masaya bırakılmalıdır. Bu şekilde biranızı köpüğünü kendiniz ayarlayarak bardağa doldurmanın verdiği zevki de yaşayabilirsiniz. Bu arada denediğiniz bira markaları çoğaldıkça, onların şişelerini de incelemenin ne kadar keyifli olabileceğini görebilirsiniz. Yemek yemek dediğimiz de, zaten bütün bu keyiflerin birleşimi değil mi?

DİĞER YENİ YAZILAR