Bir şarabı onu yaratan kişiyle içmek kadar büyük keyif yok

Mozarrella di bufala dünyanın en lezzetli peyniri

Haberin Devamı

Avustralya, 1770 yılında Kaptan Cook tarafından küçük gemisi Endeavour ile okyanuslarda gezinirken keşfedildi. Gerçi 17. yüzyılda Hollandalı denizcilerin “kara gördük” gibi iddiaları da olmuştur ama şimdiki Sydney limanına Endeavour ile ilk girenin Kaptan Cook olduğu kabul edilir. Zaten bu kangurular ve son derece zehirli mahlukat (dünyanin en zehirli 10 yılanının hepsi) ile dolu yeni kıtayı İngiltere kralının mülkü ilan eden de o olmuştur. Bu yeni sömürgeye yollanan ilk parti göçmen 1787 yılında Sydney limanına varmış. Bunların hepsi İngiltere’de çeşitli suçlardan hüküm giymiş mahkumlarmış.

Shiraz üzümü Avustralya’yı çok sevmiş

İngiltere yeni sömürgesine hemen bir vali atamış. İlk vali şaraba pek meraklı olduğu için yeni kıtasına giderken yolda Rio de Janeiro ve Cape Town’a uğrayıp oralardan asma almış ve bunları Avustralya’da dikmiş. Bu pek kolay olmamış olmalı, çünkü Avustralya her ne kadar güney batı kıyılarında kısmen Akdeniz iklimine benzer bir iklim varsa da, çok kendine özgü bir yer. Yüzde 90’ı uçsuz bucaksız çöllerden oluşan kıtada yaşayan hayvan ve bitkilerin yüzde 80’i dünyanın diğer yerlerinde bulunmuyor. Ancak Shiraz başta olmak üzere bazı üzümler bu yeni yurtlarını pek sevmişler ve çok güzel şaraplar vermeye başlamışlar. Öyle ki özellikle Adelaide şehrinin hemen yanıbaşındaki Barossa vadisinin Shiraz’lari zamanla dünyanın en iyi şarapları arasında yer almayı başarmış. Avustralya’nın Barossa Valley, Hunter Valley gibi şarap bölgelerinde hızla gelişen şarapçılık ve şarap turizmi birçok iş adamının, genç profesyonelin büyük şehirleri terkedip buralara yerleşmeleri ile önemli bir canlılık kazanıyor.

Bağbozumunda üzüm olmuş mu diye analiz yapmıyorlar

Kanyon’daki Obika Mozzarella Bar’da elindeki şarap şişesini açarken “Biliyor musun, biz bağbozumunda üzüm olmuş mu filan diye analiz yapmayız, üzümü yeriz ve toplamamız gerektiğine öyle karar veririz” diyen Michael Twelftree bunlardan birisi. Ortağı Richard Mintz ile 1999 yılında kurdukları Two Hands Wines’da Shiraz’lar başta olmak üzere çok ilginç şaraplar yapıyorlar. Tatmak üzere olduğumuz Ares, 2006 rekoltesi Robert Parker’den 97+ puan almış bir şaraptı. 12 ayını meşe fıçılarda geçirmişti. Avustralya Shiraz’ları “büyük” şaraplardır, ilk yudumdan damağınıza saldırırlar, Ares de öyleydi, beklentilerimize fazlasıyla cevap verdi. Zaten Avustralya şarapları denilince ilk akla gelen yazarlardan James Halliday (Wine Atlas of Australia kitabı muhteşem bir rehber) Two Hands’in prensibini “büyük şarap iyiyse, daha büyük daha da iyi, en büyük şarap ise en iyidir” diye özetlemiş. Ölüm döşeğindeki yüz küsür yıllık bağların canlandırılmasının harika bir sonucu olan Dead Arm Shiraz’dan (şarap listesinde rastladığınız restoranlarda hele kırmızı et yiyorsanız mutlaka deneyin) sonra ülkemizde çok iyi bir Avustralya Shiraz’ina daha rastlamak hem kırmızı ete hem de ona en iyi eşlik eden şarap olan Shiraz’a derin bir sevgi besleyen bu satırların yazarını çok memnun etti. Bir şarabı onu yaratan kişi ile beraber içmek çok keyifli olur. Michael ile o gün öğlen yemeğinde Two Hands’in Obika’da bulabileceğiniz diğer şaraplarını da tattık. Two Hands’in “Garden Series” adını verdikleri şaraplarında Avustralya’nın farklı bölgelerinin Shiraz’larını tadabiliyorsunuz.

Mozarrella di bufala dünyanın en lezzetli peyniri

Shiraz’ın olmazsa olmazı kırmızı meyvelerin ve baharatların bazı vadilerde nasıl vahşileşip, bazılarında daha sakinleştiklerini görmek, tatmak ilginç bir deneyim. Şarapların yanında ne yediniz derseniz, ben masadaki diğer misafirlere uymayıp sadece peynir yedim. Hem de yerli ve yabancı peynirlerin birbirlerine sırtlarını döndükleri bir peynir tabağı değil, sadece ve sadece “mozzarella di bufala.” Napoli’nin arkasında, Amalfi’nin kayalıkları ve Vezüv’ün haşmetinin altında ezilmemeye çalışan Campania’nın daha mütevazı tepeleri Appe’nin dağlarına doğru uzanır. Sadece buralarda bulunan mandaların sütünden yapılan yumruk boyundaki “mozzarella di bufala” dünyanın en lezzetli peynirlerinin başında gelir. Üretildikten hemen sonra birkaç gün içinde tüketildiğinde harika bir dokusu ve lezzeti vardır. Her ısırışta ağzınıza bıraktığı süt ise bonus’udur. ‘Shiraz ile iyi gidiyor mu’ derseniz, Obika bir mozzarella barı, oraya gitmişken harika mozzarella di bufala’larını yemeden olmazdı. Avustralya Shiraz’larına gelince, benim kadar mozzarella di bufala sevmiyorsanız, az veya az orta pişmiş bir bifteğin yanına onun kadar iyi gidecek bir şarap bulamazsınız derim. Eminim Kaptan Cook’ta bana katılırdı.

DİĞER YENİ YAZILAR