Geçtiğim hafta da İstanbul’daydı ve Ritz-Carlton otelinde bir Şili şarapları tadımı yaptı. Tadılan altı şaraptan 2007 rekoltesi, burunda hoş ve temiz bir kokusu olan, damakta asiditesi yüksek bir limonsu tat bırakan, gençliğini ve diriliğini hissettiren Montes Sauvignon Blanc ile Cabernet Sauvignon-Merlot-Syrah kupajı Sideral Altair 2003 en dikkat çeken beyaz ve kırmızı idiler. Nimbus Estate Merlot ise yeni dünya Merlot’larının rahat içimleriyle fazla ciddiyet aramayacağınız iyi öğlen yemeği şarapları olduğunu gösteriyordu.
Ama tadım hemen başlamadı. Önümüzde dizili altı kadehe tadacağımız şarapların konmasını beklerken Pascual Ibanez lafı uzattıkça uzattı. Hangi yemeklerle hangi şarapların içilmesi, şarabın nasıl servis edilmesi gerektiği, garsonun şarabı kadehe doldururken eliyle etiketini kapatmamaya dikkat etmesi derken, konu aperitif olarak içilecek şarap ve içkilere geldi. Benim dikkatim de önümdeki boş kadehlerden Pascual’ın söylediklerine gitti. Aperitif, Latince aperire’den gelir ev Türkçe’de açmak veya başlamak anlamına gelir. İyi bir aperitif iştah açmalı ve aç karına içileceği için yüksek alkollü olmamalıdır. Bundan 7 yıl önce yazdığım bir yazıda “Bildiğim en iyi aperitiflerden birisi soğuk bir biradır” diye yazmışım. Bu fikrim aradan geçen yıllarda değişmedi. Onun için şimdi bir şarap tadımında karşımda duran şarap uzmanı “İyi bir bira şarap kadar asil olabilir ve en iyi bir aperitiflerden birisidir” deyince kulaklarıma inanamadım. Yanımda oturan başka bir şarap uzmanı, ama aynı zamanda sıkı bir birasever olan Randy Mays ile bakıştık, o da benimle aynı şeyi duymuştu. Benjamin Franklin’in “Bira, Tanrı’nın bizi sevdiğinin bir ispatıdır” sözünü hatırladık.
Pascual Ibanez’in önerdiği tek aperitif tabii ki soğuk bir bira değildi. Çoğumuzun, özellikle hanımların düşündüğü gibi beyaz şaraplar da önermedi. Şilili someliyeye göre ille de şarap içecekseniz, Martini veya Cinzano gibi vermutları, İspanya’nın ünlü tatlı şarabı şeriyi, özellikle Jerez yerine deniz kenarındaki Sanlucar de Barrameda’nın hafif tuz ve deniz havası kokan şerilerini tercih etmelisiniz. Bir de aperitif denilince Campari başta olmak üzere İtalyan bitterleri de unutulmamalı. Campari sıcak bir öğleden sonra deniz kenarında portakal suyu ile muhteşem olur, ama aperitif olarak alındığında çok doyurucu olmaması için soda ile denenebilir. Sert alkollü içkilere gelince, orada da memnuniyetle gördüm ki Senor Ibanez ile aynı fikirdeydik. İçinde iri kesilmiş limon dilimleri (ve bulabilirseniz Bodrum mandalinaları) yüzen bir cin tonik en iyi aperitiflerin başında gelir.
Aperitifler akşam yemeğine başlama içkisi oldukları için birer tane içilmelidirler. Gittiğiniz yerde içebileceğiniz gibi evde eşinizin giyinmesini beklerken de bir aperitif alabilirsiniz. Ancak ikinci durumda unutmamanız gereken şey, alkol kontrolü ile sadece yemekten dönerken değil, giderken de karşılaşabileceğiniz olmalı.
Aperitif iştah açmalı, yüksek alkollü olmamalı
Pascual Ibanez, Şili’nin en ünlü someliyesi. Son yıllarda bütün dünyayı dolaşıp ülkesinin şaraplarının elçiliğini yapıyor.
Haberin Devamı