Soru: Kiracım ödeme güçlüğüne girdiğini beyan ederek, 7 aylık kirayı ödemeden çekip gitti. Biz, bu kira parasını zekâta saydırmayı düşünüyoruz. Bunun dinen bir sakıncası var mı? (Muzaffer Baloğlu). Aynı konuda bir soru da Ercüment Hersekli'den geliyor.
Cevap: Tevbe Suresi'nin 60'ıncı ayetine göre borçlu olana da zekât verilir. Borç verdiğiniz kişi, borcunu itiraf ediyorsa bu parayı aldığınız zaman zekâtını vermek zorundasınız. Ama dilerseniz o parayı, zekâtınıza mahsuben eli darda olan borçluya bağışlarsınız. Kur'ân'a göre eli darda olan borçluya, verilen borcun sadaka sayılması öğütlenmektedir: "Eğer (borçlu) darlık içinde ise bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lâzımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır" (Bakara: 280). Ayet borcun, yoksul borçluya sadaka olarak bağışlanmasını öğütlediğine göre siz borcunuzu zekâta mahsup edebilirsiniz. Çünkü zekât da özel bir sadakadır.
Allah'ı zikretmeye çalışın
Soru: Bir gece korkuyla uyandım. Karşımda kırmızı bir yaratık gördüm. Daha sonra ateş topuna döndüler. Her yeri yaktılar, bana da acı verdiler. Sonra kayboldular. Sabah tekrar siyah bir kapıdan çıktılar. Hepsini sirke sıkarak, bezle vurarak öldürdüm. Sonra beyaz bir kapıdan melekler geldi. Tekrar siyah kapı açıldı. Bu sefer iskelet halinde geldiler. Meleklerle beraber yaratıkları öldürdük. Bu olaylar, hafızam ve bilincim yerindeyken oldu. Sizin yorumunuzu almak istiyorum. (Serkan Karalar)
Cevap: Bu anlattığınız şeyler, sülük esnasında vuku bulan görüntülere benziyor. Siz Allah'a yönelik ibadet yapıyorsanız, ruhunuz manen yükselirken önünüze çıkıp sizi engellemeye çalışan şeytani güçlerle savaşırsınız. Bu manevi savaş sürüp gitmektedir. Allah'ı zikretmeye, O'nu unutmamaya çalışınız. Ruhani varlıklar size yardımcıdır. Belirtmem gerekir ki, ben böyle şeylerin uzmanı değilim. Siz bu tür rüyalarınızı bir psikoloğa anlatsanız daha iyi olur.
İşte katıksız din anlayışı
Soru: Farz namazlarını kılmak yeterli mi?
Cevap: Farzları kılmakla Allah'ın emrini yerine getirmiş olursunuz. Sünnetleri kılarsanız daha çok sevap alırsınız. Kılamazsanız günah işlemiş olmazsınız. "Sünnetleri kılmayan, Hz. Peygamber'in şefaatinden mahrum kalır" diye bir söylenti varsa da bu yalandır. Peygamber'e inandığımız için farzları kılıyoruz. Önemli olan içtenlikle kılmaktır. Hasan-ı Basrî, "Zerre miktarı sağlıklı vera, bin miskal oruç ve namazdan hayırlıdır" demiştir (Hilyetu'l-Evliya: 2/131-132). İşte katıksız din anlayışı budur.
Verilen borç sadaka sayılır mı?
Tevbe Suresi'nin 60'ıncı ayetine göre borçlu olana da zekât verilir. Borç verdiğiniz kişi, borcunu itiraf ediyorsa bu parayı aldığınız zaman zekâtını vermek zorundasınız. Ama dilerseniz o parayı, zekâtınıza mahsuben eli darda olan borçluya bağışlarsınız
Haberin Devamı