“Eğer insan kendini ve başkasını tanırsa
O zaman anlar ki
Doğu ve Batı birbirinden ayrılamaz.”
Onun “Doğu Batı” adlı divanındaki şiirsel “Ben”, Müslüman bir benlik taşımaktadır. Mesela diyor ki: “Çok saf ve temiz hisseden ve düşünen İsa, tenhada sadece bir tek Tanrı’yı andı. Kim onu tanrılaştırdı ise onun kutsal iradesini incitmiştir. Hz. İsa’nın anlatmak istediği hakikatin ortaya çıkması gerekirdi. İşte Hz. Muhammed de bu gerçeği ortaya çıkardı.
(Hz İsa’nın misyonunu sürdüren) Hz. Muhammed, tek Tanrı kavramıyla bütün dünyayı fethetti.” Divanının bazı yerlerinde Kur’ân’ın ilahi kaynağa dayandığını söyleyen Goethe, arkadaşı Blumenthall’e yazdığı 28 Mayıs 1819 tarihli mektupta bu görüşünü belirterek diyor ki: “Allah’ın, Kur’ân’da söylediği ’Biz her elçiyi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara gerçeği açıklasın’sözü hakikatin ta kendisidir (İbrahim: 4).”
“Kur’ân kitaplar kitabıdır”
Kur’an’a hayranlığından ötürü Goethe, Kur’ân-ı Kerim’in indiği Kadir Gecesi’ni kutlamak istiyordu. Goethe’nin düşüncesi Hafız’ın düşüncesine çok benzer. Hafız formel İslâm’ı eleştirirken tasavvufi ruhi İslâm’ı övmüştür. Goethe de aynen onun gibi tasavvufi-ruhi İslâm’a ağırlık vermiştir. “Kur’ân-ı Kerim’in yaratılıp yaratılmadığını sorgulamam (Buna gerek görmem). Ama Kur’ân’ın kitaplar kitabı olduğuna, İslâm’ın bir gereği olarak inanırım” diyen Goethe, ilahi aşkı temsil eden mecazi şarabı övmekte ve onun (yani aşkın) meleklerden de önce yaratıldığını söylemektedir.
“Ben İslâm’a tutundum”
Yine şair 24 Şubat 1816 tarihinde yazdığı notunda kendisinin Müslüman olduğunu reddetmemektedir: “Şair kendisinin Müslüman olduğu iddiasını reddetmez.” 20 Eylül 1820’de Zelter’e yazdığı mektupta da şöyle diyor: “Ayrıca ben, İslâm’a tutunduğumu belirtmekten başka bir şey söylemeye gerek görmüyorum.” Goethe ve İslâm konusunda ayrıntı isteyen Katharina Mommsen’in, “Goethe und der Islam. Insel-Taschenbuch” kitabına başvurabilir.
KAYNAK: http://de.wikipedia.org/wiki/West-%C3%B6stlicher_Diva
Ünlü Alman şairi Goethe’de İslâm ve Kur’ân sevgisi
Haberin Devamı