Tertil, ağır ağır düşüne düşüne Kur’ân okumaktır

Haberin Devamı

SORU: 10-15 yıl önce camiye gittiğimde imamlarımız, Kur’ân’ı Allah’ın indirdiği gibi yani ayet ayet okumuyorlardı. Sebebini araştırmaya başladım. Peygamberimizin Kur’ân okumasıyla ilgili 9 hadis buldum.

Bulardan birinde Peygamberimizin Kur’an’ı ayet ayet okuduğu belirtiliyordu. Yani Hz. Peygamber ayetleri birbirine eklemiyor, tane tane okuyordu. Sonra sizin tefsirinizi okudum. Müzzemmil Suresi’nin 4’üncü ayetini yani tertili yorumlamışsınız. Tertilin anlamını ve kapsamını biraz daha açar mısınız? Tertil Kur’ân’ı ayet ayet okumak anlamına da geliyor mu? Namaz içindeki kıraat veya tilavet de tertile tabi midir? (Ali Alp Metin)

CEVAP: Tertil, ağır ağır ve düşüne düşüne Kur’ân okumaktır. Elbette Kur’ân ayet ayet okunur. Peygamberimiz zamanında tecvit kuralları yoktu. Bunlar daha sonraki zamanların ürünüdür. Kur’an okuyucular bu iş üzerinde uzmanlaşınca izhar, ihfa, idgam gibi kurallar geliştirdiler. Kur’ân’ı bu kurallara göre okumaya başladılar. Peygamberimiz Kur’ân’ı bu kurallara göre değil, kendi zamanında Kureyş kavminin konuştuğu en edebi Arapça ile okurdu. Bu okumalarda öyle ulama, bitiştirme yok. Hz. Peygamber kelime kelime ama sesle de okumuştur. Çünkü kendisinin “Kur’ân’ı seslerinizle güzelleştiriniz” dediği rivayet edilir.

Bu konuda ayrıntıyla uğraşmanın hiçbir yararı yoktur. Önemli olan Kur’ân’ı düşüne düşüne ve anlam üzerinde yoğunlaşarak okumaktır. Yoksa ulamak, idgam, ihfa yapmak yahut paldır küldür okumak değildir. Çünkü ne Peygamber ne de sahabileri böyle yapmacıklara kaçmamışlardır.

Peygamberimizin gözde sahabilerinden Abdullah ibn Mesud, “Biz bir ayetin içerdiği bilgileri tam öğrenmeden ötekine geçmez, bazen bir ayet üzerinde günlerce durup düşünürdük” demiştir. Bu konuda el-Burhan diye bir kitapçık vardır. Eğer Arapça biliyorsanız onu okuyun. Bir de benim “Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri” eserimin ön sözünde yer alan “Kıraatlar” bölümünü okuyun. Bu mütevazı sütunumuz böyle ayrıntılara müsait değildir.

Talak suresi 1. ayet

OKURUM Ahmet Eren, “Kızgınlık anında verilen talak geçerli midir?” diye soruyor. Cevabım şudur: Bir hadis-i şerif vardır: “La talaka vela itaka fi iğlak: Kızgınlık durumunda ne boşama, ne de köle azat etme vardır.” Bu hadise göre kızgınlık anında söylenen kontrolsüz sözle boşama olmaz.

Zaten boşama olsa bile bu, kesin boşama değildir. Bir ay içinde sadece bir boşama olur. Boşamanın tamamlanması için üç ay geçmesi, her ayda kadına yaklaşmadan bir talak verilmesi gerekir. Talak Suresi’nin 1. ayetinden bu açıkça anlaşılmaktadır.

DİĞER YENİ YAZILAR