Soru: Namazın üç vakit ve özellikle sabah, akşam ve yatsı olmak üzere kılınmasının farz olduğunu, öğle ve ikindinin ise tamamen peygamberimizin uygulaması olduğunu yazmıştınız. Madem öğle namazı farz değil, neden farz olan cuma namazları öğle namazından sonra kılınmaktadır? İkinci sorum ise sünnet denilen operasyonla ilgili. Hz Ali, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve diğer ashab sünnet olmuşlar mıydı? (Süreyya Kuyucu)
Cevap: Cuma namazları, öğle namazından sonra kılınmaz. Öğle namazı vakti içinde öğle namazı değil, cuma namazı kılınır. Cuma namazı kılanlar için öğle namazı yoktur. Bu bir, ikincisi ben öğle namazı farz değil demedim. Sözlerimi dikkatle okuyunuz. Kur'ân ile emredilmemiştir dedim. Peygamber'in de emrettiği, yahut sürekli olarak cemaatle kıldığı namazlar da farzdır.
Aslında dikkat ederseniz o yazılarımda Peygamber'in herhangi bir namaz için, "Bu farzdır, bu da sünnettir" demediğini, bu farz - sünnet bölümlemelerinin zamanla gelişen fıkıhçılann ortaya çıkardıkları terimler olduğunu söylemiştim. Peygamber'in cemaatle kıldığı namazlara farz, yalnız başına kıldığı namazlara da sünnet demişlerdir. Ama Peygamberimiz farz, sünnet diye bir ayınm yapmadan namaz kılmıştır.
Peygamberimizin cemaatle kıldığı öğle ve ikindi namazlan Kur'ân ile değil fakat Peygamberimizin uygulamalarıyla sabit namazlardır ki sonradan bu namazlara farz denilmiştir.
Köklü bir gelenekti
Evet Ali de, Ebubekir de, Ömer de, Ebucehil de, Ebusüfyan da hep sünnetliydiler. Sünnet olmayı Hz. Muhammed getirmiş değildir. Sünnet olma, Araplara Hz. İbrahim dininden kalma bir uygulamadır. Araplar sünnet olurlardı. Hele Kureyş içinde sünnet olmayan biri yoktu. Peygamber'in kendisi de sünnet olmuştur, sahabileri de... İslam olduktan sonra değil, İslam olmadan önce, çocukluklarında sünnet olmuşlardı. Çünkü sünnet onların köklü dini geleneklerindendi.
Ama 40-50 yaşından sonra Müslüman olan bir kişiyi ille de sünnet ettirmek şartı yoktur. Kur'ân'ın hiçbir yerinde böyle bir emir mevcut değildir. Allah insanın kalıbına değil, gönlüne baktığını, dinin gönüldeki takva olduğunu vurgulamıştır. Artık sünnet asırlardan beri İslâm'ın bir simgesi haline gelmiştir. Bu konuda tüm İslam âleminde bir icma (konsensüs) oluşmuştur.
Sünnet olmadan Müslüman olunmaz diye bir hüküm yoktur. Yahudiler de sünnetlidir. Hz. İsa da sünnetliydi. Hıristiyanlığın başında sünnet, dini gereklerdenken Pavlos, sünnet operasyonunun, Anadolu'da ve Avrupa'da müşriklerin zorlandıklarını, bu operasyonun Hıristiyanlığın yayılması önünde büyük engel oluşturduğunu görünce sünnetin gerekliliğini kaldırmış, bu yüzden Barnaba ile arası açılmıştı. Sünnet zorunluluğunun kaldırılmasıyla Hıristiyanlık Avrupa'da yayılmaya başlamıştır.
Sünnet sadece İslâm'da mı var?
Sünnet olmayı Hz. Muhammed getirmiş değildir. Sünnet olma, Araplara Hz. İbrahim dininden kalma bir uygulamadır
Haberin Devamı