SORU: Oğlumu ocak ayında sünnet ettireceğim. Aile büyüklerimiz sünnetten sonra mevlit okutmamı istiyor. Ben de Kur’ân okunmasını arzu ediyorum. Burada mevlitler sadece bayanlar için yapılıyor. Kendi evimde mevlit okutacağım ama okuyan hocayı aynı odada dinleyemeyeceğim. Babam bunun yerine hatim duasını ailemle birlikte evde yaptırabileceğimi söyledi. Hangisini yapmalıyım? (Serkan Yılmaz)
CEVAP: Sünnet, Hz. İbrahim’den kalma bir gelenektir. İbrahim’e farzdı. İbrahim dininden olduklarına inanan Araplar da sünnet geleneğine uyarlardı. Bu bakımdan bütün Kureyş kabilesi sünnetliydi. Peygamberimiz de elbette sünnet olmuştur. Çünkü herkes çocuğunu sünnet ettirirdi. Peygamber çağında sünnet için mevlit veya Kur’ân okutmak, hatim yapmak diye bir şey yoktu. Niçin mevlit yoktu? Çünkü mevlit yazılalı daha 500 yıl oldu. Mevlit, Süleyman Çelebi’nin eseridir. Oysa mevlitten 9 asır önce yani Peygamber’den bu yana bütün Müslümanlar sünnet olmuşlar ama mevlit okutmamışlardır. Çünkü o zaman henüz mevlit yoktu.
Uzun sözün kısası, sünneti doktor veya sünnetçi yapar. Bu sırada içinizden ne gelirse öyle dua edersiniz. Sünnet olayı böylece tamamlanmış olur. Mevlit okutmak ne farzdır, ne sünnettir. Ama okutursanız iyi olur. Kur’ân okumak daha iyidir. Okuduğunuz Kur’ân’ın veya mevlidin duasını evde yapmak diye bir şey yoktur. Duanın yeri olmaz. Nerede içinden gelirse orada dua edersininiz. Ama biliyorum, ben ne yazarsam yazayım hanımlar ille mevlit okutacaklar. Sizi aralarına bırakmıyorlarsa siz de ayrı bir odada mevlit okutur, dinlersiniz.
Bukalemun tipliler
SORU: Çevremdeki inancı zayıf olanlar, sürekli olarak bana Ömer Hayyam’ı okumamı tavsiye ediyorlardı. Okudum, onun İslâmiyet’le dalga geçercesine bir üslupla içki içmeyi, zevk-ü sefa etmeyi öven şiirlerini beğenmedim. Üstelik onun medreseden yetişmiş ve inançlı biri olduğunu söyleyenler de var. İlk toplumlardan beri dindar olduğunu söyleyen çok sahtekâr çıkmıştır ama az sayıda da olsa insanca yaşamaya gayret eden inançlı bir grup insan da yaşamıştır. Ömer Hayyam gibi düşünen filozofların, samimi dindarları da düşünüp -inançları olmasa dahi- daha yumuşak bir üslup kullanması gerekir. Bu düşüncelerimi sizin gibi bir din bilimi uzmanıyla paylaşmak istedim.
CEVAP: Düşüncenizde tamamen haklısınız. Dinle alay eden kimse, seviyesinin düşüklüğünü gösterir. Bukalemun tipli her ortama uyan kişiler, dünyacı insanlardır. Ama Ömer Hayyam’ın, kimi zaaflarına rağmen içtenlikli Müslüman olduğuna inanıyorum. O, düşüncesini her zaman olduğu gibi yalın söylemiş, ortama göre fetva veren biri olmamıştır.
Sünnet olmak bir gelenektir
Haberin Devamı