* DÜNDEN DEVAM
Abdülkerim Efendi’nin Diyarbakır’da Mustafa Kemal Paşa ile sohbeti dikkat çekicidir. Bu görüşmeler sonucunda Hacı Abdülkerim Efendi’nin büyük sorumluluklar üstlendiği bilinmektedir. Onun ikbal devri 1920-1921 yıllarından sonra ters dönmüş, karşıtlarının teşvikiyle vali Abdülkadir tarafından vilayet merkezinde ve Kışla Caddesi üzerinde bulunan çok değerli iki büyük konağı, ölüm tehdidiyle kanunsuz olarak zorla elinden alınmıştır. Bu yüzden sağlığı ve morali bozulan Hacı Abdülkerim Efendi, genel meclis toplantılarının birinde yollar hakkında yaptığı uzun bir konuşmanın ardından, karşıtları tarafından şiddetle eleştirilince dayanamayıp görev başında hastalanmış ve Mart 1923’te 69 yaşında vefat etmiştir. Mezarı Harput’ta aile kabristanındadır. Abdülkerim Efendi, zekâsı ve ilme hevesiyle medresedeki arkadaşları arasında ön saflarda bulunurdu. Hacı Hayri Bey gibi bir şairin, medrese arkadaşı olması ve sırdaşı arkadaşı şair Mustafa Sabri Efendi’ye yakınlığı, edebiyata olan eğilimini tetiklemiş olmalıdır.
Dizelerdeki yakınlıklar
İkinci haccından sonra edebiyata eğilimi artan Abdülkerim Efendi, kendisinden yıllar önce yaşamış olan Çelebizade Asım Efendi’nin Medine-i Münevvere yolunda yazdığı bir mersiyeyi tahmis ettiği gibi Nedim’in “Sinede evvel ne muhrik arzular var idi” dizesiyle başlayan gazelini de tahmis etmiştir. Naci Onur’un dediği gibi her iki şairin yazdığı dizeler de âdeta bir canlı gibi nefes alıp vermekte veya seslenmektedir. Abdülkerim Efendi’nin dizeleri için “ahenk bakımından ses uyumlarıyla örülü bir şiir veya dize örgüsü” denilebilir. Konunun bütünlüğü ise pek güzel biçimde gerçekleştirilmiştir. Abdülkerim Efendi’nin “Lal mı oldun ey Zeku ya hangi derde dûşsun” dizesiyle Nedim’in mahlas beytindeki “Ey Nedim ey bülbül-i şeyda niçin hamûşsun” dizesinde, her iki şair de kendisine seslenip suskunluğunun sebebini sormaktadır. Aslında ikisi de suskunluğun sebebini bilmekte veya bildiği imajını vermektedir. Her iki dizede bir başka yakınlık da, “ey, ya” gibi ses uyumu elemanlarının yinelenmesi ve “niçin, hangi” soru edatlarının kullanılmasıdır.
* DEVAM EDECEK
Sungurzade Hacı Abdülkadir Efendi (2)
Haberin Devamı