SORU: Bir yazınızda, dinimize göre kadının mirastan 1 hisse, erkeğin de 2 hisse alacağını belirtiyorsunuz. Kur’ân hükmü budur. Ancak bu, 1400 yıl önce Arap toplumuna indirilmiş bir hükümdür. Günümüzde geçerliliği yoktur. Bunu siz de biliyorsunuz. Kur’ân’ın bu emrinin, insan vicdanına sorulduğunda uygun olduğunu söylemek mümkün mü? Siz açıktan itiraf etmeseniz bile içinizden, “hayır insan vicdanına uygun değildir” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Çünkü doğrusu budur. Tanrının bize verdiği akla göre kadını ikinci sınıf bir yaratık olarak görmek günahtır. Verdiğiniz cevapta, çağın değiştiği ve günümüz medeni kanunları göz önüne alınarak kadın ve erkeğin mirastan ve her türlü hukuki haklardan eşit olarak yararlanmaları gerektiğini söyleseydiniz, Tanrı’nın sevgili kulu olarak insanlara çok daha güzel bir hizmet yapmış olurdunuz. Bunu yapamadığınız için sizi kınıyorum. Kur’ân-ı Kerim’in kelimeleriyle hareket edersek tecavüze uğrayan bir kadının kendini suçsuz göstermek için dört erkek şahit getirmesi gerektiğini de mi savunacağız? Kur’ân hükümlerinin toplum düzeniyle ilgili bölümlerinin 1400 yıl öncesine ait olduğunu, günümüz dünyasında asla uygulama imkânı bulunmadığını biliyoruz. Maalesef bu gerçeği cesurca söylemeye cesaret edemiyoruz. Eğer günümüzde yaşasaydı, Peygamberimizin bu gibi kuralları değiştireceği ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünmek, bir kul olarak Tanrı’ya çok daha yakın bir düşünce şekli olurdu. (İbrahim T. Tüzün/New York)
CEVAP: Siz ister inanırsınız ister inanmazsını, sizi zorlayan yok. Ancak vatandaş bana Kur’ân’ın hükmünü soruyor. Ben de bunu açıklıyorum. Bunu uygula demiyorum ki. O kendi seçimi. Nasıl isterse öyle yapar. İsterse hiç miras almaz başkalarına bırakır. Siz neden tedirgin oluyorsunuz? Bana sorulan soruya cevap vermeyeyim mi? Yoksa kendi kafamdakini yazıp Kur’ân ne söylüyor ona hiç değinmeyeyim mi? Ben bunu yapmam. Amerikalı da olsa, Fransız da olsa hiçbir bilim adamı yapmaz. Objektif olur. Onun görevi bilgi vermektir, ideoloji aşılamak değil. Bundan sonra bu yönde bir soru sorulursa isterseniz size yönlendireyim, siz cevap verin. Okurum benden zinanın hükmünü sorsa “Kur’ân’da böyledir ama artık bunun hükmü geçmiştir çünkü kanun zinayı suç saymıyor” diye mi cevap vereyim? Ben Kur’ân’a inanıyorum, hükmünün geçtiğine de inanmıyorum. Uygulayıp uygulamamak kişilerin takdirine bağlıdır. Sizin inancınız size, benimki bana. Tevfik Fikret’in şu güzel prensibi benim de düsturumdur:
Kendi cevvim kendi eflakimde kendim tairim,
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
(Kendi atmosferimde, kendi uzayımda uçmaktayım, düşüncesi özgür, bilgisi özgür, vicdanı özgür bir şairim.)
İşte ben de böyle özgür bir yazarım.
Sizin inancınız size benimki bana...
Haberin Devamı