SORU: Secdeye varılıp alın yere konulduğunda, Diyanet’in http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp isimli sitesinde, “Subhne Rabbiyel-alâ denilir” diyor. Siz ise Kaf Suresi’nin 39-40’ıncı ayetlerinin tefsirinde “Subhne rabbiyel-aliyyil-alâ denilir” diye yazmışsınız. Bunlardan hangisi geçerli? (Murat Erko)
CEVAP: Secdede tespih farz değil, sünnettir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yazdığı da benim yazdığım da olur. Aradaki fark sadece “aliyyil” kelimesidir ki bunda Allah’ın yüceliği iki kelimeyle önerilir. Ayrıca Diyanet, namaz secdesindeki tespihi yazmış. Ben ise namaz secdesi değil, genel olarak Allah’a secdede söylenecek tespihi yazmışım. Başka tespih de söyleyebilirsiniz. Ancak İsra Suresi’nin 108. ayetinde, Kur’ân’ı duyan ve bundan etkilenen kitap ehli bilginlerin, saygı için secdeye kapanıp yaptıkları tespih anlatılmaktadır: “107- De ki: ‘Siz ister ona inanın ister inanmayın O, daha önce kendilerine bilgi verilenlere okunduğu zaman onlar derhal çeneleri üstüne secdeye kapanırlar.’ 108- ‘Subhane rabbina in kane vadu rabbina le-mefula: Rabbimizin şanı yücedir, gerçekten Rabbimizin sözü mutlaka yerine getirilir’ derler.”
*****
Dinle hiç ilgisi yok
SORU: Hollanda’da yaşıyorum. Koyun etini Hollanda marketinden alan birinin davetine katıldım. İçimizden biri, “Müslümanın marketi varken neden oradan aldın? Ben bu etten yemem” dedi. Bir başkası şu cevabı verdi: “Peygamberimiz de Yahudilerin etinden yerdi. Haram düşüncesi olsa Peygamber yemezdi.” Bu olay için yorumunuz nedir? Sizce kim haklı? (Emrah)
CEVAP: Bunun dinle hiçbir ilgisi yok. Çünkü din, kitap ehlinin kestiklerinin ve yiyeceklerinin helal olduğunu vurgulamaktadır (Maide: 5). Hollanda’nın imkânlarından yararlanan, onun marketindeki eti yemeyi helal görmüyor. Tabii oradan yemeyecek ki sözde Müslüman’ın kestiğini yesin. O Müslüman da kesmiyor, gidip Hollandalı’dan alıyor. Sonra da sizlere helal kesim diye satıyor. Din bu değil kardeşim. Din, Kur’ân’ın yasaklamadığı tüm şeyleri helal bilmektir.