Savaş mı, barış mı? -1

Haberin Devamı

SORU: Bir yazınızda Nisa Suresi 128’inci ayete atıfta bulunarak, “Barış daima daha iyidir” demiştiniz.

Sizinde bilgidiğin gibi ülkemizde 25 yıldır süren bir savaş var. Kardeş kardeşi öldürüyor. Birisi “Vatanımı savunuyorum, şehit oluyorum” diyor diğeri “1000 yıldır inkâr ediliyorum, yok sayılıyorum. Dilim, kültürüm, tarihim yasak diyerek hak arıyorum. Hak arama uğrunda şehit oluyorum” diyor. Kur’ân-ı Kerim, “İki Müslüman topluluk savaşırsa arasına hakem olarak girin ve haklıyla haksızı tespit edin. Haksız olanı uyarın ve haklıya hakkını verin.

Vermezse, haklının yanında haksıza karşı savaşın’’ diyor.

Bu savaşın bitmesi, barışın tesis edilmesi için siz din adamlarına hiç mi görev düşmüyor? Görev düşüyorsa neden yapmıyorsunuz? Bildiğim kadarıyla Allah’ın huzurunda ilk sorguya çekilecekler âlim insanlarmış. Dini açıdan doğruları insanlara anlatma göreviniz değil mi? Siyasilerin çözüm üretmediği veya üretemediği bu sorunun İslâmi çözümü sizce nedir?

(Metin Karakaya)

Bütün insanlar kardeştir

CEVAP:
Biz elimizden geleni yapıyoruz. Hep barışa, kardeşliğe çağırıyoruz. Zaten dinin amacı kardeşliktir, barıştır, birliktir. Adalete kardeşliğe, dağılmamaya, birlik olmaya çağrıdır. Peygamberimiz, tüm inananları bir tek vücudun organları gibi görmektedir: “Müminlerin birbirlerine karşı durumları, bir cesedin organlarının durumu gibidir. Bir organ hasta olunca diğer organlar da onun acısını duyar, rahatsız olurlar.” İşte müminler de öyle. Bir müminin derdi öteki müminleri de rahatsız etmeli yani insanlar acılarını paylaşmalı, başkasının acısından rahatsız olmalıdırlar. Kur’ân, ırkları ve soyları ne olursa olsun, tüm inananların kardeş olduklarını vurgular: “Muhakkak müminler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin” (Hucurat: 10).

Ve buyurur: “Topluca Allah’ın ipine yapışın, ayrılmayın.

Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz, (Allah) kalplerinizi uzlaştırdı.

O’nun nimetiyle kardeşler haline geldiniz. Siz ateşten bir çukurun kenarında bulunuyordunuz, (Allah) sizi ondan kurtardı. Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki, yola gelesiniz” (Al-i İmran: 103). Sözde ateş kes ilan edenler, büyük şehirlerde sokakları kana bulamak için kilolarca patlayıcı maddeleri şuraya buraya sevk ediyorlar. Bu nasıl iştir? Kardeş kardeşi öldürmek için ellerinden gelen her türlü hainliği yapmaktan çekinmiyorlar.

DEVAM EDECEK...

DİĞER YENİ YAZILAR