SORU: Siz tıpkı değeri ve eserleri öldükten
sonra milyarlar eden ressamlara benziyorsunuz. Bugünkü ilahiyatçılardan bazıları, sırf halka şirin görünmek onların sevgisini, sempatisini yitirmemek için halkın eskiden beri süre gelen yanlış inançlarını, hiçbir ilmi dayanağı olmayan hikâyeleri onaylar gibiler. Siz bu tabuyu yıktınız, elinizi taşın altına koydunuz. Yine bazı ilahiyatçılar, sizin Kur’ân merkezli ilmi yazılarınızın gerçekliğine karşı reddiye yazamaz olunca sizin yazılarınızı kaynak göstermeden söylemlerinizi ucundan ucundan dile getirmeye başladılar. Belki de kitaplarınız 10-
15 yıl sonra büyük kaynak olarak elden ele dolaşacak.
Daha düne kadar türbelere çaput bağlayan, mum yakan bu insanlara yine ses çıkarmayan, okuduğunu araştırmadan aktaran bazı hocalardı. Olsun, sizin mükâfatınız en büyük mükâfat sahibi Allah’tan gelir. Allah size sağlık ve huzur
versin, ilminizi ve yazılarınızı artırsın. Bu yazdıklarım
gerçek. Sizi över gibi gerçekleri yazmak bana birşey kazandırmayacağı gibi haddime de düşmez. Size iki sorum var: 1- Hz. Adem’den önce insan veya insana benzer yaratık var mıydı? Eğer yoksa Filistin bölgesindeki ilk insanlar niye çok uzaklara, Çin ve başka yerlere yayıldılar? Oralara nasıl gittiler? Adem’in yaradılışı, insana benzer yaratıkların akıl, şuur, düşünce ve iradeye geçişin bir timsali miydi? 2- Peygamber doğulur mu, peygamber olunur mu? Allah, insanlar içinden peygamber
olacak kişiyi seçer mi, peygamber doğacak kişiyi donanımlar mı? (Murat Losar)
CEVAP: Sözleriniz için teşekkür ederim. Zaten
söylediklerimi ve yazdıklarımı kimsenin hatırı için değil Allah’ın hatırı için söyleyip yazdım, yazıyorum. Sorularınıza gelince: 1- Benim Kur’ân’dan anladığıma göre Hz. Adem ilk insan değil, ilk halife yapılan, dilin temel taşı olan kelimeleri bulup kullanan insandır. Ama ondan önce de insanlar vardı fakat çok ilkel, çok barbar, kan dökücü, hayvana çok yakın mahluklardı. Yüce Allah bu
varlıklardan birini hilafet makamına yükseltti. Bu
insan, dilin yapısı olan isimleri, kelimeleri bulup
kullanan insandır. İnsan herhangi bir hayvanın evrimiyle değil, kendi kökünden gelmiştir. Bu gelişimin mahiyetini bilemeyiz. Yalnız bütün dünyada insanın yaratılış şart ve ortamı oluşunca dünyanın çeşitli yerlerinde insanlar var olmuştur. İşte bunlardan biri, belki Afrika’da, belki Hindistan’da, belki başka bir yerde olgunlaştırılmış, zekası
geliştirilip halife yapılmıştır. İnsanın sorumluluğu
da ondan itibaren başlamıştır.
2- Peygamber olunmaz, peygamber doğulur. Yani peygamber olacak insan, o kabiliyetle yaratılır. Ama yine peygamber olabilmesi için manen eğitilmesi gerekir. İşte her peygamber böyle bir manevi eğitimden geçmiştir. Bu okul eğitimi değil, ruhani eğitimdir. Hz. Musa’nın Şuayb yanındaki eğitimi ve Tur’da uzleti, Hz. İsa’nın çöllerde riyazeti, Hz. Peygamber’in takriben 5 yıl Hira mağarasında
uzlete çekilmesi, o peygamberlik kabiliyetinin filizlenip yeşermesi, ortaya çıkması içindir.
Peygamber olunmaz peygamber doğulur
Haberin Devamı