Ömer Hayyam hakkında... (2)

Haberin Devamı

Ömer Hayyam’ın birçok bilimsel çalışması olduğu bilinmektedir. Astronomi hakkında “Ziyc-i Melikşahi”, geometri hakkında “Kitab un fi Burhani Sıhhat-ı Turukıl-Hind”, cebir ve denklemler hakkında “Risaletun fi Berahinil-Cebri vel- Mukabele” , aritmetik hakkında “Müşkilatul-Hisab”, Öklid’in bir probleminin çözülmesi hakkında “Risaletun fi Şerhi ma Eşkele min Musaderat”, felsefe ve ontoloji hakkında “Risaletun fil-Vucud”, fizik hakkında “Muhtasarun fit -Tabiiyyat” ve “Risaletun fil-Kevni vet-Teklif”, pırlantalı eşyanın kıymetini bulma yöntemine dair “Mizanul-Hikem” gibi 18 eseri tespit edilmiştir. Şimdi bu kadar bilimle meşgul olan ve matematiğin çok güç promlerini açıklama başarısını gösteren bir bilim adamının, bir filozofun ayyaş biri olması mümkün müdür? Bu bilimsel çalışmalar, aklı fikri eğlencede ve şarapta olan bir ayyaşın yapacağı iş midir? Onun gerçek kimliği araştırılınca içkiye yönlendirici, eğlenceyi över niteliğindeki şiirlerin bir çoğunun ona yakıştırma olduğu anlaşılır.

Yaşadığı dönemi izleyen yıllar boyunca İslâm dünyasında düşünce ve aklı reddeden bir yapının oluşması, İslâm coğrafyasında siyasi iktidar mücadelesi, toplumsal sınıflar arasındaki mücadelelerde iktidarların geniş halk kitleleri üzerinde otoritelerini koruyabilmek adına dini kullanması sonucunda aşırı tutuculuğun iktidara oturtulması, Ömer Hayyam gibi insan aklına ışık tutmaya çalışmış birçok düşünürün “sapık” ilan edilmesine, genel anlamda toplumsal eğitim seviyesinin düşmesi nedeniyle de Ömer Hayyam’ın şarap ve zevk düşkünü olarak anlaşılmasına sebep olmuştur.

Hasan Sabbah iyi eğitim görmüş

Pek çok rubai, ünü sebebiyle Hayyam’ınkilerle karıştırılmıştır. Bilinen kadarıyla kendi rubailerinin sayısı 158’dir. Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir. Geçtiğimiz yıl, Ömer Hayyam’ın okul arkadaşı olduğu söylenen Hasan Sabbah hakkında yazılmış “Semerkand” diye bir roman okumuştum. Romanın kahramanı Hasan Sabbah, hiç de anlatıldığı gibi din yıkıcısı bir insan değilmiş. Medreselerde iyi eğitim görmüş, son derece zeki, önceleri Melikşah’ın veziri olmuş, ülkenin maliyesini, gelir giderlerini kısa süre içinde sultana sunmak üzere yaptığı hesap defterlerinin, dokümanların, kendisini kıskanan başvezir Nizamül-Mülk’ün emriyle çalınması üzerine sultana karşı mahcup olup kovulunca Melikşah’a karşı isyan bayrağını açmış ve çekildiği Alamut kalesinde bağımsız bir yönetim kurmuş. Burada dinin kurallarını ödünsüz biçimde uygulamış ve dinin yasağını çiğneyip zina etmiş olan öz oğlunu din kuralı uyarınca şiddetle cezalandırmıştır. Onun hakkında söylenenlerin tarafsız ve bilimsel bir gözle irdelenmesi gerekir. Çünkü onun hakkında yazılanların çoğu, aleyhtarlarının eserlerinden alınmıştır ki, bu yöntem sağlıklı bir fikir vermez.

DİĞER YENİ YAZILAR