Soru: 1- Allahü Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'inde kendisinden neden hep "Biz" (çoğul) diye hitap etmektedir?
Soru: 2- Ölümden sonraki hayatımızda, azabı veya mükâfatı bugünkü gibi etten kemikten vücut halinde mi yoksa ruhumuzda mı göreceğiz?
Soru: 3- Âdem Peygamber'den bu yana sayısı belirsiz insan ölmüştür. İnsanlara kabir hayatında ameli iyi ise cennet bahçelerinden bir bahçe, kötü ise cehennem çukurlarından bir çukur verileceği ve ahiret gününe kadar burada gününü geçireceği şeklinde bir bilgiye sahibim. Bunun hikmeti nedir? İlk ölen insanlarla ahiret gününe yakın ölen insanlar arasında azap çekme yönünden zaman farkı oluşmaktadır. Yoksa kabir hayatı zamandan ve mekândan münezzeh midir?
Soru: 4- 17 yıldır geçimimi, çoluk çocuğumun rızkını bir bankada çalışarak sağlamaktayım. Benim kazancım helal mi yoksa haram mıdır? (Sadettin Çelik)
Cevap: 1- Bunun iki izahı vardır. Birincisi bu ifade, ululuk belirtisidir. Padişahlar, büyük yöneticiler, "Ben yaptım, ben ettim" demez, biz yaptık, biz emrettik der. Allah, evrenin yaratıcısı ve yöneticisidir. Çoğu kez ululuk belirtisi olarak, "Biz" ifadesini kullanır. İkincisi, Kur'ân aslında Allah'ın emriyle melek tarafından vahyedilmiştir. Allah'tan Tanrısal manaları alıp, insanların konuşma kalıplarına dökerek veren melektir. Bu bakımdan Kur'ân mana olarak Allah'ın kelâmıdır fakat söz kalıplarına dökülmüş şekliyle melek elçinin sözüdür.
Evrenin yasaları
İşte Peygamber'e vahiy getiren melek, Kur'ân'ı Allah'ın emriyle indirdiğini anlatarak, "Biz indirdik, biz variyettik" demektedir. "Biz" sözüyle melek elçi, sadece kendisini değil kendisinin yardımcıları durumundaki diğer melekleri de kastetmektedir. Çünkü melekler, Allah'ın buyruğuyla evrenin yasalarını yürütürler. Vahiy getiren melek de yalnız başına değil, vahyi şeytanlardan korumakla görevli melekler eşliğinde gelir. Bundan dolayı çoğul şekli kullanılır. Ayrıntılı bilgi için yakında çıkacak olan "Güncel Tartışmalar" kitabımızı okuyunuz.
Cevap: 2- Ölümden sonra her ruh, Allah'ın huzuruna çıkar, dünyada yaptıklarının hesabını verir. Dünyadaki davranışına göre ya cennet gibi bir yerde mutlu yaşar veya cehennem çukurunda azap çeker. Bu, geçici bir süreçtir. Daha sonra ruh, yeniden bedenlenip nimet veya azabı maddi olarak görür.
Kur'ân'dan anladığıma göre iyi ruhlar ölünce cennete giderler ve ebedi olarak orada kalırlar. Kötü ruhlar ise bir süre azap çektikten sonra sonunda cennete giderler. Her ruh, eninde sonunda cennete gitmek üzere insanlık mertebesine getirilmiştir. Ahiret nimet ve azabı ruhanidir. Dünyadaki nimet ve azaptan mahiyet itibariyle farklıdır.
Okuyucumun 3. ve 4. sorularını yarınki yazımda cevaplayacağım.
Ölümden sonra her ruh, Allah'ın huzuruna çıkar
Ölümden sonra her ruh, Allah'ın huzuruna çıkar, dünyada yaptıklarının hesabını verir. Dünyadaki davranışına göre ya cennet gibi bir yerde mutlu yaşar veya cehennem çukurunda azap çeker
Haberin Devamı