SORU: Bir sohbet sırasında “hayatı yaşamak” la ilgili bir konu geçti. Ben dini açıdan zamanımızı nasıl harcamamız gerektiğini anlatmaya çalıştım. 24 saatin hiç değilse 1 saatini ibadete ayırmanın öneminden söz ettim. Çoğunun bana gülüp geçtiğini görmeme rağmen bildiklerimi söyledim. Sonradan, “Acaba günah mı işliyorum” diye düşündüm. Cumaya giderken nereye gittiğini soranlara camiye gittiğimi söylemiyorum. Çünkü yaptığım ibadetleri insanların bilmesi sonucu belki günaha girerim diye korkuyorum. (Gökhan Can)
CEVAP: Ala Suresi’nde, “Fe zekkir in nefatizzikra: Öğüt faydalı ise öğüt ver” buyurulmaktadır. Şimdi dinle alay edeceklerini bildiğin yerde dinden konuşmaya gerek yok. Eğer onların sözü boş ise o meclisi değiştir. Ama öğüt almaya kabiliyetli bir iki kişi varsa dini anlat. Alay edenler olsa da zararı yok. Peygamber’in sahabileri de dini anlatırken alay konusu olmuşlar ama sonra alay edenler utanmış, yola gelmişlerdir. Bu hususta Musab Olayı’nı anımsamakta yarar var: Musab, Medine’de İlk din öğretmenidir. Bir gün Esad ibn Zürare, Peygamber’in İslâm’ı öğretmek üzere Medine’ye gönderdiği Musab ile birlikte Abdul-Eşheloğulları Mahallesi’ne gitmek üzere evden çıktılar. Zafaroğulları’nın bahçelerinden birine girip Mark denilen kuyunun başında oturdular.
‘Beğenirsen kabul edersin’
Müslüman olmuş kimseler bunların etrafına toplandı. Sad ibn Muaz ile Useyd ibn Hudayr de o zaman Abdul-Eşheloğulları’nın liderleriydiler. Sad ibn Muaz, Useyd ibn Hudayr’a, “Baban ölsün, şu iki adama bak. Mahallemize gelmişler, aklı ermezlerimizi kandırıyorlar. Şunlara engel olsana. Bildiğin üzere Esad ibn Zürare benim teyzemin oğlu olmasaydı bu işi sana bırakmazdım” dedi. Useyd mızrağını alıp bu Müslümanların yanına geldi. Onu gören Esad ibn Zürare, Musab’a, “Şu gelen var ya, kavminin lideridir. Onu Allah yoluna sokmaya bak” deri. Musab, “Eğer oturursa onunla konuşurum, inandırmaya çalışırım” dedi. Useyd gelip karşılarına dikildi: “Siz buraya gençlerimizi kandırıp baştan çıkarmak için geldiniz ha! Eğer böyle bir amacınız varsa hemen buradan çıkıp gidiniz.” Musab, “Biraz otur, dinle. Beğenirsen kabul edersin, beğenmezsen sana sıkıntı vermeyiz” dedi. “Doğru” diyen Useyd, mızrağını yere saplayıp yanlarına oturdu.
* DEVAM EDECEK
“Öğüt faydalı ise öğüt ver”
Haberin Devamı