SORU: Vaaz veren bir hoca, “Namazımızı aynen Peygamber Efendimizin kıldığı gibi kılıyoruz” dedi. Bu söz o anda aklıma; öğle ve ikindi farz namazlarının tamamının, akşamın son rekâtıyla yatsının son iki rekâtının imam tarafından içinden okunarak kıldırıldığını getirdi. Sizin tefsirlerinizin namazla ilgili bölümlerini taradım.
Kur’ân’da farz kılınan namazların (cuma namazı dışında) 3 vakit, namazların (sefer esnasında kılınan kısaltılmış namazın 1 rekât olduğundan hareketle) iki rekât olduğunu, beş vakit namazın hadis ve sünnet rivayetleriyle oluştuğunu öğrendim. O zaman Kur’ân’da açıkça belirtilen namazları açıktan, hadis rivayetlerine dayanarak farz olduğu belirtilen vakit namazlarıyla ilk iki rekât dışındaki rekâtları içten okuyarak kılıyoruz.
Peygamberimizin namazın bir kısmını dıştan, bir kısmını ise içten okuyarak kıldırdığını düşünemiyorum. Bu bana son derece mantıksız geliyor. Bu şekilde namaz kılınması gerektiği şeklindeki uygulama ne zaman başladı? Hangi hadislere dayanır? Kaynakları güvenilir mi? Veda hutbesine bile ilave yapanların, rivayet ettiği hadislerin önemli bölümünün uydurulduğunu veya ilaveler yapıldığını Ömer Nasuhi Bilmen’ninki başta olmak üzere ilmihal kitaplarının iyi niyetli bile olsa “tedbiren, ihtiyaten” zanna dayalı olarak ilaveler içerdiğini, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Rıza Doğrul gibi yazarların telif eserlerini sadeleştirme adı altında kafalarına göre değiştirenlerin âlim geçindiklerini düşündüğümüzde sizin gibi güvenilir âlimlerin ışığına ihtiyaç duymaktayız. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
(Ali Rıza Haznedaroğlu)
CEVAP: Bildiğime göre Peygamberimiz, kendi içtihadıyla kıldırdığı namazları, Kur’ân emri olan namazlardan ayırmak için gizli okuyarak kıldırmıştır.
Akşam, sabah ve gece namazları açık kılınır. Çünkü bunlar Allah’ın emridir. Ancak yatsı namazı, sonradan gece namazı yerine oturtulmuştur. Çünkü gece ortasında cemaatle namaz zordur. Gece namazı yerine oturtulan yatsı namazı, esasen akşamın uzantısı olduğundan onda da açık okunur. Fakat gündüz namazları (öğle-ikindi) Hz. Peygamberin içtihadıyla kıldırdığı namazlardır. Ötekilerden ayırt edilmek için bunlarda gizli Kur’ân okunmaktadır.
‘La havle’nin anlamı
SORU: Bazen “La havle” deriz. Acaba çok kullanılan bu sözün anlamı nedir? (Taylan Avşar)
CEVAP: Bu sözün tamamı “La havle, vela kuvvete illa billah” şeklindedir. “Güç, kuvvet, herhangi bir şeyi yapabilme gücü ve imkânı ancak Allah’ın izin ve yardımıyla olur” demektir. Özellikle kişi, hoşuna gitmeyen, canını sıkan bir olay karşısında bu cümleyi birkaç kez tekrarlarsa öfkesi yatışır, kızgınlığı geçer, kendini yanlış ve fevri hareket yapmaktan frenler. Bu sözün “vela kuvvete
illa billah” kısmı Kur’ân ayetidir. Sadece “La
havle” kelimesi Peygamberimizin eklemesidir.
‘Namaz vakit ve rekâtlarına ilave yapılmış mıdır?’
Haberin Devamı