Dört yıldan beri namaz kılmaya başladığını belirten okurum, ibadet şekillerinden daha çok günlük yaşamındaki yanlışlardan kurtulmak için nefsiyle mücadeleye inandığını, bu nedenle de sabah öğle akşam namazlarının farzlarını kılmakla yetindiğini belirtiyor. Namaz kılarken özellikle tespihlerde kaybettiği yakınlarıyla beraber olduğunu hissettiğini yazıyor. Bununu hata olup olmadığını soruyor.
CEVAP: Doğar doğmaz her fani ölümün yolundadır. Ama er, ama geç... Bugün doğmuş olan bir bebek, en çok 100 yıl sonra ölüdür. Hayatla ölüm arası 100 yıl da sürse bir an gibi, bir gün gibi gelir insana. Aslında ölüm ruhun özgürlüğe kavuşma zamanıdır. Ruhlar âleminden çıkıp insan kıyafetine bürünen ruh, olgunlaşmak üzere hayatın çilelerini görür, yaşadığı olaylarla olgunlaşır ve yolculuğunu tamamlayınca ceset binitinden iner. Bu defa daha uzun bir ruhsal olgunlaşma yolculuğu başlar. İnsanın yolculuğu tertemiz hale gelinceye yani soyut ruhani meleklik düzeyine yükselinceye kadar sürer.
Onun için, “Her ne gelirse yahşidir, Zira o dostun bahşidir, Çün cümle anın işidir” diyerek yaratandan memnun olmak gerekir. Sizin tahiyyatta geçmişlerinizi yanınızda hissetmeniz güzel de namaz bunun için kılınmaz ki... Tahiyyatta ölümden söz edilmez. Allah’ın salih kullarına selam verilir. Asıl namaz ölüleri düşünme yeri değil, Allah’ı anmada yoğunlaşma yöntemidir. Öyle olmalı ki namazda Allah düşüncesinden başka hiçbir düşünce bulunmamalı gönülde. İşte bu düşüncedir ki insanı yücelere çıkarır.
Kabir azabı ebedi mi?
SORU: Kabir azabı sonsuza kadar mı sürüyor yoksa belli bir süre içinde bu imtihanı bitirip ahiret hayatına mı başlanıyor? (Betül İnan)
CEVAP: Kabir azabı, kabrin içinde yapılacak bir azap değildir. Ölümden sonra insanlar genelde kabre konduğu için ölüm sonraki azaba kabir azabı denmiştir. Her ruh, dünyada yaptığı eylemlerin manevi şekilleriyle karşılaşır. İbadetler cennet nimetlerine, günahlar ise cehennem azabına dönüşür. İşte kabir azabı denilen şey budur. Her insanın mutlaka azap çekeceği diye bir kural yoktur. Allah suçsuzlara azap eder mi? Suçsuzlar cezaevine konulur mu? Ancak suçlular cezalandırılır. Ama Allah dilerse onları bağışlar, dilerse cezalandırır. Bu, tamamen O’nun dilemesine bağlıdır. Fakat sonsuza kadar azap olmaz. Her ruh yaptığı kötülüklerin cezasını çektikten sonra Allah’ın lütfu gereği rahat ve huzura kavuşur. Sonsuzca azap Allah’ın rahmetine aykırıdır.