Melametiler güzel eylemlerini gizler

Haberin Devamı

Ebu Hafs, müritlerinden Ebu Muhammed el-Cuni’ye, “Çarşıya git. Çalış, kazan ama kazancını yeme, fakirlere ver. Yiyeceğini de insanlardan iste. Çünkü insanlardan dilenirsen derler ki: Bu, cimrinin teki. Gündüz boyunca çalışıyor sonra da insanlardan dileniyor.” (Risaletul-Melametiyye, s. 101). Melametilerin Allah’a niyazı şöyledir:

SEN tatlı olduktan sonra hayat acı olmuş ne çıkar? SEN razı olduktan sonra halk kızmış ne çıkar? BENİMLE senin aramız iyi olduktan sonra Benimle

âlemler arası bozulmuş ne çıkar? EY

bütün gayelerin yücesi, senin sevgin tam olsun yeter. ZİRA toprağın üstündeki her şey topraktır.

Melametiyye iki kısımdır: İyi, salih melametiler; iyi niyetlerine rağmen bilgisizlikle dine aykırı işler yapan cahiller. Birinciler, kimsenin kınamasına aldırmadan Allah’ın buyruklarını yerine getirir, Hakk’a davette kusur etmezler. İşte, “Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar” (Maide Suresi: 54) ayeti bunları övmektedir. İkinciler ise hallerini gizlemek için şeran haram veya mekruh olan şeyleri yapar görünerek kınanmak, böylece nefislerini ezmek isterler.

Abdul-Kahir Söhreverdi’ye göre Melametiler ihlasta ihtisas (uzmanlık) sahibidirler. Hal ve güzel eylemlerini gizlemekten zevk alırlar. Asi, nasıl günahının faş olmasından ürkerse bunlar da güzel eylemlerinin ve hallerinin görünmesinden öyle ürkerler. Zun-Nun da şöyle demiş: “Üç şey ihlas belirtisidir: Kamunun övmesinin ve yermesinin bir olması, yapılan ibadetleri ve güzel eylemleri görmemek, ibadeti ve eylemi ahirette sevap almak kastıyla yapmamak.” Bu, mevki hırsını ilim yoluyla tedavi yöntemidir.

Amel yani eylem yoluyla tedavi yöntemine gelince... Gazali, bu konuda şunları söylüyor: “Halkın gözünden düşmek için halkın hoşuna gitmeyen, kınanmasına yol açacak işler yapmaktır. Halk tarafından kınanmakla kabul lezzetinden ayrılır, reddedilmenin, itilmenin ezikliğine alışır, yaratıcının kabulüyle yetinir. Bu, melametiyye yöntemidir. Onlar, halkın gözünden düşmek için görünürde çirkin işler yapmışlardır. Ancak mukteda bih olan (kendisine uyulan) kimselerin böyle yapması caiz değildir. Çünkü bu davranış dinin itibarının sarsılmasına yol açar. Lider durumunda olmayan sıradan insan ise haram olan şeye yanaşmaz. Ancak halkın hoşlanmadığı mübah şeyleri yapabilir.”

* DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR