DÜNDEN DEVAM
Eğer Adem ilk insan ise yazıyı nereden biliyor? Bilimsel araştırmalara göre yazının icadı, insanın yaratılışından binlerce yıl sonradır. Henüz yazının icat edilmediği dönemdeki ilk insan, olmayan yazıyı nasıl bilir? Cennet gibi mana âleminde maddi yazıya, kaleme, mürekkebe ne gerek var? Orada saf düşünce vardır. Oradaki iletişim düşünce akımından ibarettir. Onun mahiyetini bilmek mümkün değildir. Ama halk duyduğuna inanır. Zaten halk inceden inceye düşünse böyle tutarsız hikâyeler anlatılmaz. Onun için her zaman diyorum ki: Din Kur’ân’dır ve Kur’ân düşüncesine ters düşmeyen, onun açıklaması niteliğindeki sağlam Peygamber sözüdür, böyle mantıksız rivayetler değil. Bana göre Kur’ân temel yasa, hadisler yönetmelik durumundadır. Yönetmelikler yasalara aykırı olamaz. Aykırılık durumunda yasa değil, yönetmelik düzeltilir.
Uydurmalardan örnekler
Konuyu tatlıya bağlamak için gülünç uydurmalardan bir iki örnek vereyim: “Güya Peygamber demiş ki: ‘Cennete gittim. Orada bir kurt gördüm. ‘Cennette kurt ha’ dedim. Kurt dedi ki: Ben bir polis oğlunu yedim (Onun için cennetle ödüllendirildim).” Demek ki zamanında polise olan kinini belirtmek için biri böyle bir söz uydurdu. Öşürcülerden yani modern tabirle vergi memurlarından da canı yanan biri, Süheyl adlı bir öşürcü için şu sözü hadis şekline getirmiş: “Süheyl, Yemen’de aşşar (vergi memuru) idi. Allah onun kılığını ateş kozu haline getirdi. İşte gökte gördüğünüz şihablar (gök taşları) onlardır.” Başka bir hadiste şöyle deniyor: “Uluslar içinde Firavunlar on ikidir. Bunların yedisi benim ümmetim içindedir.” Bunlar, binlerce uydurma hadislerden örneklerdir. (Bkz. Fevaid: 212-213) Bunların hepsi uydurulmuş, Peygamberimize iftira edilmiş sözlerdir. Hadis uzmanları bu tür mantıksız sözlerin uydurma olduğunu saptamışlardır ama onların değerlendirmesinden haberi olan kim?
Kur’ân temel yasa hadisler yönetmelik durumundadır
Haberin Devamı