İsra Suresi 50/82’inci ayette Kur’ân’ın, inananlara şifa ve rahmet olduğu fakat zalimlerin ziyanını artırmaktan başka bir işe yaramadığı vurgulanıyor. Kur’ân, inananların gönüllerine şifadır. Onların ruhsal bunalımlarını giderir, verdiği rahmet ve feyizle gönüllerini huzur ve sevince kavuşturur. Ama bu manevi hazzı duyabilmek için ona inanmak gerekir. Kur’ân, inanmayanların ziyanını artırır. Çünkü onlar, Kur’ân’ı inkâr etmekle manen alçalırlar. Onunla mücadele etmekle eski durumlarından da aşağı düşerler. Belki de vicdanları bundan rahatsız olarak bunalıma girer. İzlenimlerime ve deneyimlerime göre inançsızlarda gönül huzuru nadirdir.
İdeal liderlik tipolojisi üzerine
Bilindiği üzere lider yönetici, yol gösterici, toplumun önderi demektir. Arapçası imam, kaid‘dir. Liderin, kendi nefsinden önce toplumunu düşünen insan olması gerekir. Bir hadis-i şerif “Komşusu açken karnını doyurup yatan bizden değildir” der. Peygamberimiz en büyük liderdir. Peygamber, ashabının moralini bozmamak, yüksek tutmak için bazen savaşın zor şartları içinde aç olduğu halde açlığını göstermemek amacıyla kuşağının altına taş bağlamıştır. Lider insan, toplumla bütünleşmiş insan demektir. Lider, toplumun sıkıntılarını çeker ama kendi sıkıntılarını topluma yüklemez. Topluma yarar sağlar ama kendisi toplumdan çıkar sağlamaz. Lider özverili, fedakâr insandır. Yani topluma yedirir, toplum adına kendi yemez.
Lider daima uzlaştırıcı olmalı
Toplum eğer bir çatışma içerisine girmişse liderin yatıştırması lazımdır. Kur’ân-ı Kerim insanların kardeş olduğunu vurguluyor. İnsanın değeri soyundan sopundan değil, ahlaki davranışından gelir. İnsan kendi ahlaki davranışıyla değerlendirilir. Allah’ın huzurunda soyun sopun değeri yoktur. Hazreti Nuh’un inkârcı oğlu Tanrısal cezadan kurtulamamıştır. İran’da Peygamber soyundan gelen bir zat vardı. İçkici, sarhoş, ayyaş, ahlaksız biri olduğu için halk nezdinde itibarını kaybetmişti.
Bir de kölelikten gelen bir ermiş vardı. Bir gün Seyyit dediğimiz o peygamber soyundan gelen insan, bu köle kökenli ermişin önüne çıkar, “Sen bir kafirin oğluyken bu halk sana niye bu kadar saygı gösteriyor da ben peygamber evladı olduğum halde bana itibar eden olmuyor?” der. Ermiş şöyle yanıtlar: “Doğru, sen peygamber evladısın, bense bir kafirin oğluyum. Ancak ben senin dedelerinin izinde gidiyorum, sen de benim dedelerimin izinde gidiyorsun. Halk bende senin dedelerinin huy ve davranışını görüyor ve onlara gösterilecek saygıyı bana gösteriyor. Sende de benim dedelerimin huyunu görüyor, onlara gösterilecek davranışı sana gösteriyor. Demek ki lider, özü sözüne uyan, insanlara ahlakıyla örnek olan insandır.”
* YARIN: AİLE ÇOK ÖNEMLİDİR, İLK EĞİTİM AİLEDEN ALINIR
Kur’ân-ı Kerim insanların kardeş olduğunu vurgular
Haberin Devamı