SORU: Bir okurunuzun sorusuna verdiğiniz cevapta şöyle diyorsunuz: “Kur’ân, Allah için okunur. Peygamberimiz birilerinin ruhuna bağışlamak için Kur’ân okumadı. Ama biz Kur’ân’ı ölü kitabı yaptık. Herkes ölmüş, gitmiş. Yaptığı iyilik ve günahlara göre hesabı görülmüş. Onlara dua ederseniz güzel. Fakat yaptığınız her duayı, okuduğunuz her Kur’ân’ı şunun bunun ruhuna bağışlamak bidattır. Artık bu milletin bu şirk kokusu gelen eylemlerden kurtulması gerekir. Dini Peygamberimizin yaşadığı gibi arı, duru ve sade yaşamaya çalışalım.” Kur’ân’ı her gün okumaya gayret ediyorum. Arapça’yı bilmediğim için okuma sırasında çok zorluk çekiyorum. Okumamı bitirdiğimde, “oluşacak sevabı (tabii bunu Allah bilir) tüm peygamberler ve aileleriyle tüm ölmüşlerle paylaşmayı nasip et” diye dua ediyorum. Bunu her okumamın ardından tekrarlıyorum. Bu saf paylaşma düşüncem bidat mı? Acaba bir hata mı yapıyorum? (Adnan Öztürkeri)
CEVAP: Sorunuzun cevabı alıntı yaptığınız yazımda var. Ben Peygamber dönemindeki uygulamayı söylüyorum. O dönemde birilerinin ruhuna bağışlamak için Kur’ân okumuyorlardı. Kendileri sevap almak için ve uygulamak için okuyorlardı. O zaman siz kıldığınız namazların, tuttuğunuz oruçların, verdiğiniz sadakaların ve zakâtların da sevabını ölülerinizle paylaşın. Zaten haccı bağışlıyorlar. İnsan birine bağışlamak için değil, Allah rızası için ibadet yapar.
Ruhunu olgunlaştırmak için namaz kılar. Ölmüşlere dua etmek istiyorsanız istediğiniz kadar edin. Ama yaptığınız ibadeti onlara bağışlamayın. Bu neye benzer biliyoruz musunuz? Vergi mükellefi olan insanın, devlete ödediği vergiyi fakirlere de vermeye, görevinin ödülünü onlarla paylaşmaya benzer. Siz ibadetinizle Allah’ın rızasını kazanın. Herkesin yaptığı kendisinedir. Kur’ân da yalnız Allah rızası için okunur. Size gelen mektubu okuyup sevabını birilerine bağışlamayı düşünüyor musunuz? Mektubun amacı gönderilen kişinin okuması ve uygulamasıdır. Yoksa okumasının ardından sevabını bağışlamak değildir. Kur’ân da Allah’tan insanlığa gönderilen mektuptur. Amaç bellidir.
İki takdir mektubu daha
* SAYIN hocam, birçok yazınızdan hurafecilerin size yönelik sözlerinden bahsediyorsunuz. Bununla ilgili olarak yazdıklarınız için, bize yardımcı olma çabalarınız için, bilip bilmediğim pek çok şey için size teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun. Emekleriniz zayi olmasın inşallah. Tevhit ehline selam olsun. (Emre Ceylan)
* SAYIN hocam, emeklerinizin boşa gitmediğini siz iyi biliyorsunuz. Onbinlerce okuyucunuzun sizden yararlandığına eminim. Efendimize de hakaret etmediler mi? Bu da gösteriyor ki, siz doğruyu söylüyorsunuz. Sizden öğrendiklerimizle iyimseriz. (Targan Kuzucuoğlu)
CEVAP: Teşekkür ederim, sağ olun.