Kur’ân’da din ve vicdan özgürlüğü (5)

Haberin Devamı

DÜNDEN DEVAM

Yüce Allah, Al-i İmran Suresi’nin 134. ayetinde öfkelerine egemen olan müminleri övmekte, onlara genişliği göklerle yer arası kadar olan bahçeler vaat etmektedir. Ayrıca “Affetsinler, hoşgörsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah bağışlayandır, esirgeyendir” (Nur: 22) ayetiyle affı ve hoşgörüyü İslâm ahlakının temel nitelikleri arasına sokmuştur. Hz. Peygamber bir hadisinde “Asıl pehlivan, güreşte rakibini yenen değil, kızdığı zaman öfkesine egemen olan insandır”, başka bir hadislerinde de “Sadaka malı eksiltmez, Allah affedenin izzetini (onurunu, gücünü) artırır. Allah için alçakgönüllülük edeni Allah yükseltir” buyurmuştur. Yüce Allah’ın, “Affı al, iyiliği emret, cahillere aldırış etme” (Araf: 39/199) buyurduğu peygamberimiz, son derece zarif, kibar ve hoşgörülü, melek huylu bir insandı. Zaten öyle olmasaydı düşünceleri ters, kaba ve sert karakterli insanları çevresinde toplayıp kenetleyemezdi.

“Allah’ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onlar(ın kusurların)dan geç, onlar için mağfiret dile, (yapacağın) iş(ler hakkın)da onlara danış, karar verince de Allah’a dayan çünkü Allah kendine dayanıp güvenenleri sever” (Al-i İmran: 98/159). Hz. Muhammed’in acımasını, şefkatini, kibarlık ve zarafetini özetleyen bu ayet, kabalık ve katılığın insanda davete karşı tepki ve ürküntü uyandıracağını, insanları çekme yerine iteceğini belirtmekte, insanların hatadan tamamen uzak olamayacaklarına da işaret ederek kusuru olanları affetmesini, inananlara hoşgörülü davranmasını Elçi’ye emretmektedir. “Şimdi sen güzel bir hoşgörüyle hareket et” (Hicr: 54/85), “Onları affet, hoşgör, Allah güzel davrananları sever” (Maide: 110/13) ayetlerinde Peygamber’e, insanları hoşgörmesi, bağışlaması ve selam vermesi, onlara esenlik dilemesi emredilmekte, “(Ey Muhammed) Şimdi sen onlardan geç ve ‘Size esenlik (dilerim)’ de. Yakında bileceklerdir” (Zuhruf: 89) ayetlerinde ise Hz. Peygamber’e, kendisine karşı çıkan insanları hoşgörmesi, bağışlaması ve selam vererek onlara esenlik dilemesi emredilmektedir. İşte İslâm budur. Herkesle barışık olmak ve herkese barış ve esenlik taşımak..

DİĞER YENİ YAZILAR