Kul doğrudan Allah’a yalvarır

Haberin Devamı

SORU: “Allah’la kulun arasına kimse giremez” cümlesiyle ilgili aklıma takılan bir soru var: Peygamberimiz zamanında dinin yayılması için savaşlar niçin yapıldı? Günümüzdeki misyonerlik faaliyetlerini nasıl açıklayacağız?

CEVAP: “Allah ile kul arasına kimse giremez” sözünün anlamı şudur: Bir kul Allah’a ibadet yaparken kendisiyle Allah arasında bir aracı yoktur. Kul, doğrudan Allah’a yalvarır, O’na tapar. Allah’a ibadet etmek için bir din adamını aracı yapmaya gerek yoktur. Yahut Allah’tan af dilemek için din adamına, papaza başvurmak gerekmez. Her kul, istediği anda doğrudan Allah’a yalvarır, O’ndan af diler. Ne dileği varsa doğrudan Allah’tan ister. İşte “Allah ile kul arasına kimse giremez, Allah ile kul arasında aracı yoktur” sözünün anlamı budur.

Peygamber veya din bilginleri Allah ile kul arasında aracı değillerdir, Allah ile kul arasına da girmezler. Çünkü Allah, her kuluna kendi şah damarından daha yakındır. Durum böyleyken araya nasıl başka biri girebilir? Bu husus, İslâm’ın temel inancıdır ama maalesef bazı kişiler mutlaka bir aracı sokmaya alışmışlar, aracısız Allah’a tapmıyorlar. Dualarının kabulü için yatırlara başvuruyorlar. Yahut papazlara gidiyor, onun önünde af diliyorlar. Papazlar Allah adına o kişinin günahını siliyor. İşte bu tür davranışlar İslâm inancına aykırıdır.

Peygamberler din konusunda söyledikleri sözlerde veya uygulamalarda hata yapmazlar. Çünkü onlar vahye dayanarak hüküm verirler. Ancak dünya işleri zaten bağlayıcı değildir. Dünya işlerinde onlar da hata yapabilirler ama böyle bir hataları olursa vahiy onları düzeltir. Peygamberler bile bile hata yapmaz. Peygamberlerin dini olmayan işlerdeki kimi yanılgılarına zelle (ayak sürçmesi) denilir.

Dini yaymaya çalışmak, Allah ile kul arasına girmek demek değildir. Her din mensubu kendi inancını, din sistemini başkalarına yaymak ister. Ama hiç kimse, başkasını kendi inancını kabule zorlama hakkına sahip değildir. İnsanlar özgürdür. Her birey davranışlarından ötürü Allah’a karşı sorumludur. Allah dilerse kulunu bağışlar, dilerse ödüllendirir. Peygamberimizin savaşları insanları zorla Müslüman yapmak için değil, saldırıları önlemek ve Müslümanların güvenliğini garanti altına almak için yapılmıştır. Müslümanlar fethettikleri ülkelerde halkı kendi inançlarında serbest bırakmışlar, kimseyi din değiştirmeye zorlamamışlardır. Çünkü dinde zorlama yoktur.

DİĞER YENİ YAZILAR