SORU: Şöyle bir hadis okudum: “Allah sizden her biri için bir cini arkadaş kılmıştır” (et-Tâc, V, 233). Cin Suresi’nde böyle bir şeyden söz edilmiyor. Yüce Allah, “Biz Kur’ân’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık” buyurduğuna göre böyle bir iddiaya nasıl inanabilirim?
CEVAP: Her insanın, kendisini kötülüklere sürüklemeye, kötü işleri gözünde süslü göstermeye çalışan bir şeytanı vardır. Peygamber, “Sizden hiç kimse yoktur ki kendisine bir karîn (cin arkadaş) görevlendirilmiş olmasın ‘Ya Resulallah, ya sen (senin de karînin var mı?)’ demişler. ‘Evet var ancak Allah beni ona galip getirdi. Artık bana hayırdan başka bir şey emretmiyor’ demiş” (Darimi, Rikak: 25, İbn Hanbel, Müsned: 1/385). Bu hadis, Muhammed ibn Yusuf-Süfyan-Mansur-Salim ibn Ebil-Cad- babası Ebul-Cad-Abdullah ibn Abbas yoluyla Hz. Peygamber’den rivayet edilmektedir. Hadis, tekniğine göre sahihtir. Anlam bakımından da doğrudur. Çünkü burada anlatılan, şeytan denilen kötü cinlerin ve şeytan ruhlu kişilerin, insanları şaşırtmak için kötü düşünceler fısıldadıklarıdır. Nâs Suresi’nde de sinsi şeytanların ve şeytan ruhlu kişilerin, insanların gönüllerine fısıltıyla düşünceler atıp onları kandırmaya çalıştıkları belirtildiği gibi Enâm: 43, 108; Enfal: 48; Neml: 24’üncü ayetlerde de şeytanların, insanlara kötülükleri süslü göstermeye çalıştıkları vurgulanmaktadır.
Allah’ın Elçisi, “Müminin kalbi, Rahman’ın iki parmağı arasındadır. Onu dilediği gibi çevirir” buyurmuştur. Bilindiği gibi insandaki enerji, bir işi hem yapmaya hem yapmamaya elverişlidir. Ancak insanın içinde doğan güçlü bir düşünce, bir istek kişiyi bir işi yapmaya veya yapmamaya iter. İnsanın içinde doğan düşünceler Allah’ın yasalarıyla oluşur. İnsanın içine atılan bu düşünceler, Rahman’ın elinin insanın kalbine, ruhuna uzantısıdır. Allah, bu düşünceler aracılığıyla kulunun kalbini istediği yöne çevirir. Gönülde işi yapma isteği ağır basınca kul eyleme geçer. Eylemi yapmama isteği ağır basınca da kul ondan vazgeçer. Meleğin veya şeytanın telkinleriyle oluşan bu arzular, hadisi şerifte Rahman’ın parmakları olarak nitelendirilmiştir. Allah’ın Elçisi bir duasında, “Ey gönülleri ve gözleri çeviren, kalbimi senin dinin üzerinde sağlam tut” demiştir. Sorunuzda, “Biz Kur’ân’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık” ayetinden söz ediyorsunuz. Yanlış yazmışsınız. Enâm Suresi’nin 38. ayetinde, “Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık” buyurulmaktadır. Burada kastedilen kitap, Kur’ân değil, Levh-i Mahfuz denilen, olmuş ve olacak her şeyi içeren ana kitaptır. Yoksa Kur’ân’da her şeyin olması mümkün değildir.
'Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık'
Haberin Devamı