* DÜNDEN DEVAM
Görüldüğü üzere ayetlerde Allah için ilah yani Tanrı kelimesi kullanılmıştır. Öyle ise kullanan kişi, bu adla kâinatın yaratıcısı Allah’ı kastederek Tanrı diyorsa bunda bir sakınca yoktur. Ama putları, uyduruk Tanrıları kastediyorsa elbette Kur’ân bunu reddeder. Çünkü “Lailahe ilallah: Allah’tan başka Tanrı yoktur.”
Kâinatın yaratıcısı için her millet bir isim kullanır. İngilizler God, Almanlar Gott, Farslar Khoda, İzid kelimesini kullanırlar. Hatta besmele Farsça’ya “Benam-ı izid bahşende-i mihriban: Bağışlayan, esirgeyen Allah’ın adıyla...” şeklinde çevrilmiştir. Her millet yaratan için bir isim kullanırken Türkler de Tanrı demişlerdir. Bu kelimeyi bu kadar soğuk yapan nedir bilmiyorum. Halbuki Yunus Emre, Tanrı kelimesini çok kullanır.
Çün can ağdı Hazret’e
Yarağ et ahirete
Tanla turan taate
Tanrı evine ir gider.
(Artık canın son nefese doğru yaklaştı. Ahirete hazırlık yap. Tan vakti ibadete kalkan camiye erken gider.)
Sorucu gelür yer yırtup
Sorar Tanrın kimdür deyu
İş bu canum anı duyup
Sünüklerüm sıza durur.
(Sorucu yeri yırtarcasına gelip “Tanrın kimdir” diye sorduğunda canım onun sözünü duyunca kemiklerim sızlar.)
Ey Tanrı’yı bir bilenler
Can Hakk’a kurban kılanlar
Ölü degildür bu canlar
Işk gölünde yüze durur.
(Ey Allah’ı bilip canını Hakk’a kurban edenler. O’nun uğrunda ölen canlar ölü değildir, aşk gölünde yüzmektedirler.) (Bkz. S. A. Mecazdan Hakikate İlahi Aşk, s. 152)
Süleyman Çelebi de Mevlid’de, “Tanrı’dan yüzbin dürud ile selam” diye Tanrı ismini kullanmıştır. Son zamanlarda bağnazlık arttı, kuru sofular, işin özünde değil kabuğunda gezinmektedirler. Muhyiddin ibn Arabi’nin ifadesine göre bütün kâinatı Allah’ın isim ve sıfatlarından ibaret gören insan-ı kâmil, bütün inançları kendinde toplar. “Yaratıklar, Tanrı hakkında çeşitli inançlara bağlandılar. Ben ise onların bütün inandıklarına inandım” (Fusus, 2/289).
Kâinatın yaratıcısı için her millet bir isim kullanır
Haberin Devamı