İsrail neden bu kadar güçlü? (2)

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

ABD her 1 milyon kişiye karşılık yaklaşık 4 bin bilim adamına, Japonya

5 bin bilim adamına sahipken tüm Arap dünyasındaki tam zamanlı çalışan araştırmacı sayısı 35 bin kişidir. Her 1 milyon Arap’a 50 teknisyen düşerken Hristiyan dünyasında 1 milyon kişiye 1000 teknisyen düşmektedir. İslâm dünyası gayri safi milli hasılasının yalnızca % 0.2 sini araştırma-geliştirme bütçesi olarak ayırırken Hristiyan dünyası % 5 oranında araştırma-geliştirme fonu ayırmaktadır. Makalenin yazarına göre bu, İslâm dünyasının, bilgi üretebilecek kapasiteden yoksun olduğu sonucunu doğurmaktadır. Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının, toplam ihracatı içindeki oranı %1, Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas, ve Cezayir’in % 0.3tür. Oysa Singapur’da bu oran % 58 dir. Bu da İslâm dünyasının bilgi uygulamasını gerçekleştiremediği sonucunu vermektedir. Yazar, sonuçta İslâm dünyasının güçsüzlüğünü “kaliteli eğitim yoksunluğu”na bağlamaktadır.

Dr. Faruk Saleem’in dediği gibi Yahudilerin güçlenmesini sağlayan sorgulayıcı, araştırıcı, özgün eğitim; Müslümanların geri kalışını hazırlayan da yanlış eğitim (sorgusuz, araştırmasız, ezberci eğitim)dir. Özellikle muhafazakâr kesimde, dünyanın her alanında kilit noktalarının Yahudilerin kontrolünde olduğu söylenir ve buna inanılır. Eğer bu düşünce doğru ise Yahudilerin, nasıl böyle bir güce ulaştıkları ve kilit noktaları ele geçirdikleri sorusu akla gelir. Hiç kuşkusuz bu sorunun yanıtı, özgün araştırma ve eğitimdir.

Eğitimsiz insanların bir yere gelmeleri, kalıcı güç oluşturmaları mümkün değildir. Peki bizde eğitim yok mu? Var elbette. Ama eğitim düzeyimiz hem sayı bakımından az hem de özgünlükten yoksun ve ezberci... Hemen her ilimizde bir veya birkaç üniversitemiz var. Ama bunlar içinde dünyanın belli başlı 500 üniversitesi arasına giren yok. Çünkü özgün araştırma, özgün eser yetersiz. 1000 yıl önce yazılmış kitapları hiçbir şey eklemeden, yenilikler katmadan yineleyip durmuşuz. Yeni şeyler bulması, bilim âlemine yeni şeyler getirmesi gereken üniversite üye ve yardımcılarının çoğu, şuradan buradan derleme, kopyalama kitaplar ortaya çıkarmışlardır. Mevlânâ’nın deyişiyle “Cancığazım bize yeni şeyler gerek.”

* DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR