Peygamber, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra dönüş yolunda devesi üzerindeyken inen Fetih Suresi’ni çevresinde toplanan insanlara okumaya başladı: “1- Biz sana apaçık bir fetih verdik. 2- Ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlasın (bütün tasalarını gidersin) ve sana olan nimetini tamamlasın ve seni doğru bir yola iletsin. 3- Ve Allah sana şanlı bir zafer versin. 4- O, imanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine huzur indirdi. Göklerin ve yerin askerleri Allah’ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 5- (Allah işini böyle hikmetle çevirir, müminlerin gönüllerine huzur verir, onlara görünmez askerleriyle yardım eder) Ki inanan erkekleri ve inanan kadınları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere soksun, onların kötülüklerini de örtsün. Gerçekten bu, Allah katında büyük bir başarıdır. 6- Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, (Allah’a) ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara da azap etsin. (Onların, Müslümanlar için planladıkları) Kötü olaylar, kendi başlarına gelsin. Allah, onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Orası da ne kötü bir yerdir. 7- Göklerin ve yerin askerleri Allah’ındır. Allah azizdir, hakimdir” (Fetih: 109/1-7).
Arkadaşlarından biri, “Ya Resulallah, bu da fetih mi yani?” deyince Allah’ın Elçisi, “Evet, Muhammed’in nefsi elinde bulunan Allah hakkı için bu fetihtir” dedi. Görünüşte Müslümanların aleyhine olan bu antlaşma, gerçekte İslâm’ın bütün fetihlerinin temelini oluşturmuştur. Böylece İslâm devleti, Kureyş site devleti tarafından resmen tanınmış, İslâm en büyük düşmanından güvene kavuşup yayılma sürecine girmiştir. Bundan dolayı yüce Allah, bu antlaşmayı açık bir fetih olarak nitelendirmiştir. Fetih, kapalı, düğümlü bir şeyi açmaktır. Hudeybiye’de barış çok düğümlüydü. Müşrikler bu barışa çok zor yanaşmışlardı. Yüce Allah, lütfuyla Müslümanların önüne çıkan engelleri kaldırdı, düğümleri çözdü, onlara davalarını güvenlikle yayma yollarını açtı. Bu antlaşmayla İslâm devletinin önündeki en büyük engel yıkılmış, müşrikler Müslümanlarla görüşmüş, konuşmuş, kalplerine İslâm tesir etmeye başlamıştır. Daha 1 yıl önce Müslümanları tamamen imha için 10 bin savaşçıyla Medine önlerine kadar gelen Kureyş (Hendek Savaşı), şimdi İslâm devletini tanıyor ve onunla saldırmazlık paktı imzalıyordu. Tabii onların bu hareketi, başka kabilelere de örnek oldu. Bundan sonra Peygamber, İslâm’ı yaymak için yarımadanın çeşitli yerleriyle güvenli ulaşım ve haberleşme imkânları buldu.
İslâmiyet’in yayılma süreci
Haberin Devamı