İslâm, şiddet ve kılıç dini değildir

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

Avrupalılar, İslâm’ın kılıç dini olduğunu, kılıçla yayıldığını söyleyerek ona saldırmış, güya onlara cevap vermek kastiyle bazı modernist aydınlar da İslâm’da sadece savunma savaşının emredildiğini, taarruz savaşının olmadığını ileri sürmüşlerdir. Hatta kurnaz İngilizler, Hind Müslümanlarını uyuşturmak, kendi emirlerinde tutmak için istila ettikleri bölgelerde bu fikrin yayılmasını teşvik etmişlerdir. Bunların ikisi de sakat görüşlerdir. Eğer İslâmiyet sırf kılıç zoruyla yayılmış olsaydı küçük bir toplum o zamana göre dünyanın en ileri silahlarına sahip iki büyük imparatorluğu, İran ve Bizans imparatorluklarını perişan edebilir miydi? Diğer taraftan cihad, sırf savunma savaşından ibaret olsaydı, bir gün bu savunma gücü kırılabilir ve İslâm kıtalara yayılamazdı. Çünkü kendini savunabilmek için gerektiğinde saldırmak da lazımdır. Oturup hep düşmanın saldırısını beklemek, kendini sonunda teslim olmaya mahkûm etmek olur.

Peygamberimiz hem savunma hem de savunma gayesine bağlı olarak taarruz savaşı yapmışlardır. Bedir, Uhud, Hendek savaşları ve daha birçok seriyye savunma savaşı ise de Mekke’nin fethi taarruz savaşıdır. Kur’ân’ın savaş hakkındaki emirleri açıktır. Şu var ki İslâm’ın savaştan gayesi, adi menfaat sağlamak, toprak kazanmak, insan öldürmek değil; Allah’tan gelen hidayet nurunun, insanların kalplerini aydınlatmasına engel olan perdeleri yırtmaktır. Cihaddan maksat, insanlara gönüllerince inanma ve yaşama özgürlüğünü sağlamaktır. Yoksa kimseyi zorla dine sokmak değildir.

Çünkü Allah indinde yegane doğal din olarak bildirilen İslâm’da (Al-i İmran Suresi: 190) hiçbir suretle zor kullanılmayacağı da prensip olarak belirtilmiştir (Bakara Suresi: 256). Cihaddan güdülen amaç, insanın hem kendi nefsini hem de bütün insanlığı sapıklıktan kurtarıp dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırmaktır. Bakınız İslâm’ın gayesi ne yücedir ki Müslüman, kendi tattığı mutluluktan başkalarının da tatmasını istiyor. Bu mutluluğu tatmayı düşünen ve buna serbestçe karar verecek olanlara karşı koyacak engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Herkese özgürlük içinde düşünme, gönlünce inanma hürriyetini götürüyor. Yoksa kimseyi zorla dine sokmuyor. İşte cihad bunun içindir, insanların gönüllerine ve kafalarına ellerini uzatan despot elleri kırmak, zulmü dünya yüzünden silmek içindir.

DÜZELTME: Dünkü yazımda, “Müslümanlar Mekke’de bir devlet kurdular” cümlesinde geçen “Mekke” yerine “Medine” olacak. Düzeltir, özür dilerim.

DİĞER YENİ YAZILAR