SORU: Birkaç akrabamla Eyüp Sultan Camii’ne namaz kılmaya gittim. İmam namazı kıldırdı, dua okudu. Sonra da “Şimdi türbenin başına gidip orada da dua edeceğiz” dedi. Bütün cemaat türbenin çevresine toplandı. İmam duanın başında şöyle dedi: ‘’Hz. Muhammed Efendimiz’in yüzüsuyu hürmetine, Eyüp Sultan’da yatan zatın yüzüsuyu hürmetine bizim dualarımızı kabul et yarabbi.’’ Bunu duyunca cemaatten ayrıldım. Bu, şirk değil mi? Muhammed Efendimiz zamanında puta tapanların duaları böyle miydi? Aynı şekilde Sümbül Efendi Camii’nin avlusunda da bir türbe var. Her cuma oraya gidiyorum. Kadınlar türbenin etrafına toplanıp dua ediyor. Eğer bunlar şirk kokan olaylar ise Diyanet neden müdahalede bulunmuyor? Hadislerin dinimizdeki yeri nedir? Ben, “referansımız sadece Kur’ân’dır” dediğimde, “Kur’an her şeyi açıklamamıştır. Bu yüzden Peygamberin dediklerini de dikkate almalıyız” diyorlar. Bunların doğruluğuna ne kadar inanacağız? (Ömür Emre)
CEVAP: Maalesef cami imamlarının bazıları neredeyse Peygamberimiz dönemindeki putların bekçilerine döndüler. İşte bir tevhit ehli adına yapılmış caminin imamı ne hatalar yapıyor. Duası camide yetmiyormuş, orada geçerli değilmiş gibi türbenin başında dua ediyor. Aynen Peygamber dönemindeki müşriklerin duası gibi dua ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dikkatine arz ederim. Umulur ki bu işe el konulur ve tevhide aykırı uygulamaların önüne geçilir.
Hadis meselesine gelince: Hadisler tümden dışlanamaz. İslâm dini iki temel üzerine oturur. Esas temel Kur’ân’dır. Hadis de onun yönetmeliğidir. Yasaları yönetmelik açıklar. Kur’ân, olayları özetle anlatır. Emirleri ayrıntıdan uzaktır. Peygamberimiz uygulamalarıyla Kur’ân’ı açıklamıştır. Ancak Kur’ân’ı uygulama biçimini yansıtan, onun nasıl uygulanacağını gösteren hadis rivayetleri sağlam ve Kur’ân’ın ruhuyla örtüşür olmak, artı haramlar getirmemek kaydıyla İslâm’ın ikinci kaynağıdır. Ben buna “Kur’ân’ın yönetmeliği” diyorum. Yönetmelikler yasalara aykırı olamaz. Eğer yasaları daraltıyor, hatta onu geçersiz kılacak bir mahiyet taşıyorsa o yönetmelik geçersizdir yani o mahiyetteki hadis rivayetleri geçersizdir, kabul edilemez.
Bir örnek olarak şefaat meselesini verebiliriz. Kur’ân, ahirette şefaatin, kayırmanın olmadığını vurgularken çeşitli şefaat hadisleri Peygamber’in günahkârlara şefaat edeceğini belirtmektedir. Allah’ın huzurunda hiç kimse şefaat edemez. Sadece Allah’ın yetki verdikleri, ancak Allah’ın razı olduğuna şefaat edebilirler. Allah’ın razı oldukları da günahkârlar değil, Allah’ın buyruğu dışına çıkmayanlardır. “Ancak Allah’ın razı olduğuna şefaat edebilirler” (Necm Suresi). Burada anlatılan şefaat; iltimas, kayırma, günahkârı kurtarma değil, cennet vizesi almış olanlara arkadaş olma, onları yanına alma anlamındadır. Çünkü arkadaşsız cennet dahi sıkıcı olur. Ama Allah’ın sevdikleriyle birlikte cennet ne güzel nimettir.
İslâm’da temel Kur’ân-ı Kerîm’dir
Haberin Devamı