İrlanda’dan sevgiler...

Haberin Devamı

Merhaba Hocam... Hürriyet gazetesinin bir yazarı “Kuran’da yeri var” başlıklı, isminizi vermeden sizi eleştiren yazısını okudum. Tam kafamdaki “Türk tipi aydın” modelinin güzel bir temsilcisi olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldum. Nedir bu “Türk tipi aydın?” Halktan kopuk, halkın binlerce yıllık değerlerine saygısız, sözde “modernizmin” komprador kişileri diye sıralar giderim. Bu tip insanlar aklı sıra din konusunda eleştiri yaparken okudukları veya kulaktan dolma dar dini bilgileriyle kalkıp köşelerinde, teoloji alanında yıllarını bu işe vermiş siz ve sizin gibi uzman kişileri acımasızca eleştirebiliyorlar. Eleştiri tabii ki olur. Modern bilimin Kur’ân’la ne kadar iyi örtüştüğünü, ne zaman Kur’ân okusam ağzımın açık kalmasını engelleyemiyorum. Siz ve sizin gibi değerli düşünürler de haklı olarak Kur’ân’ın modern bilimle beraber hareket ettiğini ayetlerle örnekler vererek ve modern bilimin söylediklerinin ne kadar paralel olduğunu göstermeye çalışıyorsunuz.

Ama gel gör ki, bu ülkede eğer ağzınızdan “Kur’ân ve bilim” kelimesi çıktı mı adam bilimi kabul ediyor ama Kur’ân’ı nedense görmezlikten geliyor. Daha düne kadar bu zat-ı muhterem eline Arapça-Türkçe sözlük alıp da aklınca Kur’ân’daki “Baş örtüsü” ile ilgili ayeti çevirmeye kalkıp, koca bir ülkeye nasıl da “kendince büyük bir iş”, bana göre “artificial lighting” yaparak ülkenin gerçek gündemlerini görmediklerini unutmasınlar.

Aydınlanma bir Müslüman bilim adamı için kalkıp da “Aziz Pavlos” gibi kitabı kafasına göre yazıp çizmekle olmaz. Tam tersine Kur’ân-ı Kerim’in modern bilimle nasıl uyuştuğunu göstermekle olur. Ne yapmanızı bekliyordu acaba? Hiç kutsal kitaptan bahsetmeyip sadece bilim şöyledir, böyledir deyip dinle ilgili hiçbir kaynak göstermeden mi yazmanızı bekliyordu. Biz bunun Sovyetler Birliği’nde nasıl çöktüğünü gördük. Ben sonuna kadar “Ahlaklı bilim” ve “Bilimle açıklanan Kur’ân” diyorum. Yazmış olduğunuz yazılarınız da bir “cengaver” gibi dimdik arkasında bekçilik edeceğimi belirtirim. Yıllarını bu devlete, millete, bu güzel dine adamış insanın bu yaşında el üstünde tutulup “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile ödüllendirilmesi gerekirken tam tersine koyu bir eleştiri yapılması bizim gibi ülkeye has olsa gerek. Şayet adınız “Süleymanus Hophkins” olsaydı “Adama bak be, ne güzel de Kur’ân’ı yorumluyor” derlerdi bizim aydınlar. Saygılarımla... (A. Berkin Yaman/Dublin)

CEVAP: Teşekkür ederim. O kişinin yazısını görmedim. Yazsın, bizi eleştirmek için fırsat kollayanlar olduğu gibi binlerce yazılarımdan yararlanıp dua eden genç kafalar da var. Memnuniyet ve ümit veren, eleştiri niyetiyle değil, iyi niyet ve sağduyuyla yazılarımızı okuyup aydınlananlardır. Hz. Peygamber’e dahi 15 asırdan beri saldıranlar çok ama kendi zamanında inananların sayısı en çok 120 binken 15 asır sonra bu sayı 1.5 milyara ulaştı. Kimse Kur’ân’ın nuruna engel olamaz, kimse güneşi balçıkla kapatamaz.

DİĞER YENİ YAZILAR