İnsanın karakteri

Haberin Devamı

SORU: Herkesin kendine has bir karakteri vardır. Bu özellikler ruhumuza özgü şeyler midir? Beynin almış olduğu darbelerden, hasarlardan bazı kişilerde karakter değişiklikleri meydana geldiğini duyuyoruz. Bu durumda karakterimiz sadece bedensel mi oluyor? Ruhumuz bizim bütün özelliklerimizi taşıyor mu? (Çağdaş Emiroğlu)

CEVAP: İnsan yaratılışında bazı karakteristik özelliklere sahiptir. Bedeninin biçimi, zekasının derecesi, sanata kabiliyeti gibi... İnsan doğuştan gelen bu özelliklerinden sorumlu değildir. İnsanın sorumlu olduğu davranışlar, ahlaki davranışlarıdır. İnsan dinin gereği olan şeyleri uygulayarak karakterine yön verebilir. Mesela sert mizacını yumuşatabir, içinde gönül kırmak gelse de yapmamaya çalışır. Vurmak, kırmak veya çalıp çırpmak istese de dinin yasakladığı bu gibi şeyleri yapmaz, kendisini frenler. Ayrıca aklı da kendisine yol göstericidir. Ünlü hikâyedir: Bir Yunan filozofu, insan karakterlerinin tezahürlerini anlatırken elmacık kemiklerinin şöyle, yüzünün biçimi şöyle olan kimsenin hırsızlık karakteri taşıdığını söyler. Hoca, yüzüne dikkatle bakan öğrenciye, bakışının sebebini sorar. Öğrenci der ki: “Efendim anlattığınız karakter size tıpa tıp uyuyor. Sizde hırsızlık karakteri var.” Filozof: “Evet, doğrudur oğlum. Bende hırsızlık dürtüsü var ama ben aklımla o dürtüyü frenliyor ve böyle bir eyleme engel oluyorum. Çünkü hırsızlığın kötülüğünü, ahlaksızlık olduğunu biliyorum. Onun için hırsızlık yapmıyorum.” Bu fıkra, insanın aklı ve bilgisiyle kötü dürtülerini frenleyebileceğini, kötülük dürtüsünü iyiye kanalize edebileceğini gösterir.

Doğru dinin anlatımı

SORU: Almanya’da öğretmenlik yapıyorum. Öğrencilerimin bazen dinimizle ilgili soruları oluyor.

Ancak çaresiz kaldığım zamanlar oluyor. İşte öğrencilerimden gelen bir soru: “Namaz kılarken sesli gülen kişinin abdesti bozulurmuş. Niye bozulur? Sadece namaz bozulmaz mı?” Başka bir soru: “Buhari’nin hadis kitabında ahiret gününe dair 100 işaret varmış. Buhari’nin her hadisini sahih diye mi kabul etmeliyiz?” Hocam, çaresiz kaldığım durumlarda sizi rahatsız edebilir miyim? (S.K.)

CEVAP: Bana müşküllerinizi sorabilirsiniz. Ancak verdiğim cevaplar gazetede sırası gelince yayınlanır. Hadis diye size itiraz edenlere bakmayın. En sağlam hadis kitaplarında da yüzlerce uydurma ve çelişki var. Ümmetine kadınlardan daha şerli bir şey bırakmadığını söyleyen Peygamber’in, öbür yandan cennetin annelerin ayakları altında olduğunu da söylüyor. Bir yandan yemeye üflememeyi öğütleyen Peygamber, öbür sözünde güya yemeye üflemenin daha iyi ve afiyetli olduğunu söylüyor. Bunlar sağlam kabul edilen Buhari’de var. Bu sözler çelişkidir, din değildir.

Zaten din olsaydı Peygamber sözlerini yazdırırdı. Hadisler ancak 200 yıl sonra kitaplaşmaya başladı. Bu sözleri Ebubekir, Ömer, Osman, Ali bilmiyor ve bunlara din gözüyle bakmadıkları için yazılmasına da engel oluyorlardı.

Bağlayıcı din Kur’ân’dır. Kur’ân’ın haramı haram, helali de helaldir. İşte din bu kadar sade ve kolaydır.

DİĞER YENİ YAZILAR