İnsanı izleyip koruyanlar (5)

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

l 20-25 Nisan 1996 günü Elazığ’ın Tadım köyünde, 6 yaşında Serkan adlı bir çocuk, ağabeyiyle beraber davar otlatmaya gider. Dağda ağabeyine, “Ben eve gitmek istiyorum” der. Ağabeyi, “Sen eve yalnız gidemezsin” diyerek çocuğu bırakmak istemez. Serkan, ağabeyine üşüdüğünü söyler. Bunun üzerine ağabey, Serkan’a kendi ceketini giydirir. O sırada hayvanlar başkasının ekinine girer. Davarı oradan çıkarmak için giden ağabey, döndüğünde Serkan’ın orada olmadığını görür. “Herhalde eve gitmiştir” diyerek kendisini avutur. Fakat köye geldiğinde Serkan’ın eve gelmediğini öğrenir.

Haber hemen duyulur. Bütün köylü, üç gün boyunca çocuğu arar, bulamaz. Üçüncü gün akşam, başka köyün çobanları, davarların ürktüğünü görür. Bunun bir nedeni olacağını düşünerek davarların ürktüğü tarafa giderler. Elleriyle toprağı eşeleyip sürünen bitkin halde bir çocuk görürler. Bunun kaybolan Serkan olduğu kanısına varırlar. Çocuk, aç olduğunu söyler. Biraz çorba içirirler. Yağmur nedeniyle çok ağırlaşan ağabeyinin giydirdiği ceketi atan, kar serpintili iki geceyi yalın ayak geçiren çocuğu doktora götürürler. Sadece eliyle ayağında biraz şişlik görülen, genel sağlığı yerinde olan çocuk şunları söyler: “Yanıma bir sakallı geldi. Ben korktum, bağırdım. Babamla annem geldi. Annemin kucağındaydım.” Şimdi sağlıkla yaşamını sürdürmekte olan Serkan’ı 1998 Haziran ayında köye gittiğimde görmüştüm.

- Gölcük’te henüz 1 yıllık evli genç çift, 17 Ağustos depreminde yıkılan evlerinin altında kalırlar. 9 aylık hamile bu genç hanımın kurtarıldıktan sonra getirildiği hastanede anlattıklarını televizyondan izledim: “Evin beton tavanı üstümüze çöktü. Tavanla aramızda sadece 1-2 santimlik mesafe kalmıştı. Hiç hareket edemiyorduk. Başımızı koyduğumuz yastığın altında bir tabancaya ulaşabildik. Tabancada üç kurşun vardı. Birisini dışarıdakilere duyurmak için kullandık. İki kurşun kaldı. Birini benim için diğerini de eşim için kullanıp intihar etmeyi önerdim. Eşim moral verdi, beni bu düşünceden vazgeçirdi. Uzun zaman sonra ağabeyimin sesini duydum. Biz de yanıt verdik. Babam, ‘Kızım orada mısın?’ diye bağırdı. ‘Evet baba burdayım ve çok iyiyim’ dedim.” Bu çift 13 saat sonra kurtarıldı.

* DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR