* DÜNDEN DEVAM
Haset bazen Türkçe’ye kıskançlık olarak çevrilir ki bu yanlıştır. Kıskançlık, haset anlamına da gelebilir ama asıl anlamı haset değil, namusa düşkün olmaktır. Arapça’da buna gayret denilir. Erkeğin karısını, başka erkeklerden kıskanması, onu sevmesinden ve namusuna düşkünlüğünden ileri gelir. Ölçülü kaldıkça bu iyi bir meziyettir. Fakat birinin karısını, kocasını, evladını, malını, güzelliğini, mevkiini, ilmini çekememek hasettir. Çünkü bu, onun elindeki nimete göz dikmek değil, nimetin ondan gitmesini istemektir. Bununla beraber Türkçe’de bazen kıskançlık, haset anlamında kullanılır. Yalnız kıskanmanın özel bir anlamı bulunduğunu, Türkçe’de bazen haset anlamında kullanılsa da her zaman bunu ifade etmediğini bilmek gerekir.
Haset, bir nimetin onu hak edenin elinden gitmesini istemektir. Ama haksız olarak bir nimeti ele geçirmiş olan kimsenin elinden o nimeti geri almaya çalışmak, haset değil, gayret ve adalet gereğidir. Yoksa toplumda dalkavukluk ve zulüm yayılıp gider, işler tamamen ehil olmayanların eline geçer.
Hasetle ilgili bir yorum
Haksız olarak ele geçirilmiş bir malı veya mevkii geri almaya çalışmak, haksızlığı önleme çabasıdır. Bundan dolayıdır ki Ebubekir es-Sıddık, halife seçildiği zaman yaptığı konuşmasında, “İyi biliniz ki sizin en güçlünüz, kendisinde bulunan bir hakkı alıp hak sahibine geri verinceye kadar yanımda en zayıfınızdır” (Tehzibu Sireti İbn Hişam: 2/160) demiştir. Ünlü tefsir sahibi Tantavi, haset konusunda şu derinlikli yorumu yapmaktadır: Her ruhun kendine özgü bir özelliği vardır. Ruhçular bu özelliğe ‘manyetik sıvı’ derler. Biz bu sıvıyı sadece eserleriyle biliriz. Biz çirkin suretler, kötü düşünceler düşünür veya riya, kibir, haset, cimrilik, kendini beğenme, nefret, insanların iyiliğini istememe gibi üzücü huylarla nitelenirsek bu, ruhlarımızdan yayılacak sıvılar oluşturur. Bu sıvılar biri bedenimizin içinde, biri dışında olmak üzere iki türlü etki yapar.
* DEVAM EDECEK
İmrenme güzel haset kötüdür (3)
Haberin Devamı