'Hz. Peygamber Ali'yi veliaht tayin etti mi?' (1)

Haberin Devamı

SORU: Şii mezhebine mensup arkadaşlarım var. Onların inancına göre Hz. Muhammed, veda haccından dönüşte Gadir-i Hum denilen bölgede Müslümanları toplayarak çok duygulu konuşma eşliğinde Hz Ali’nin imametini açıklamış. Ehli sünnet kaynaklarında da bu olay onaylanıyor. Bunu hiçbir Sünni âlimi inkâr etmiyor. Doğruluğunu açıklar mısınız? “Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır” hadisi güvenilir bir hadis midir? Açıklar mısınız? (Mustafa Güneş)

CEVAP: Sünni kaynaklarda Gadir-i Hum (Hum çukuru, göleti) denilen yerde Peygamberin, ashabına hitaben “Ben müminlere canlarından daha ileri değil miyim? Eşlerim de müminlerin anneleri değil midir?” diye sorduğu, ashabın “evet öyledir” demeleri üzerine “Bilin ki ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Allahım, Ali’ye dost olanın dostu ol, ona düşman olana düşman ol” dediği rivayet edilir (Bu rivayet için bkz. İbn Hanbel, Müsned, 1/118, 119, 152, 4/370). Benzeri rivayet birçok kaynakta vardır (Mesela bkz. Beyhaki, es-Sunen: 5/5, 130, 132, 155). Sad ’ın rivayetine göre Peygamber, Mekke ’ye giderken Hum göletine gelince orada durup insanların toplanmasını beklemiş. Onlara hitaben demiş ki: “Ey insanlar, sizin veliniz kimdir?” Halk üç kez “Allah ve Resulüdür” demiş. Sonra Allah’ın Elçisi Ali’nin elini tutup şöyle demiş: “Allah ve Resulü her kimin velisi ise bu da (yani Ali de) onun velisidir. Allahım, ona dost olana dost ol, ona düşman olana düşman ol.” Bu hadisi aktaran Tahavi “Hadisin ravisi Cafer ibn Ebi Kesir ne ilmiyle meşhur bir kişidir, ne de ilim erbabınca rivayeti sağlam bir insandır ” diyor (Muşkilulasar:4/311).

Bu ve benzeri hadisler birçok kaynakta mevcuttur ama uydurma olduğu gayet açıktır. Çünkü Tahavi’nin dediği gibi Hz. Peygamber, veda haccı için Mekke’ye giderken Hz. Ali Yemen’deydi. Veda haccı yolunda Peygamber ’e eşlik etmemiştir. Gadir-i Hum, Medine-Mekke yolu üzerinde bulunan Cuhfe’dedir. Oysa Ali Yemen’den Mekke’ye gelmiş ve Peygamber için kurbanlık develer getirmiştir (Tahavi, Muşkilulasar, 4/308). Bu yoldaki rivayetlerin tamamen uydurma olduğu açıktır. Uhud Savaşı’nda attıkları oklarla başını yaran, yanağını yaralayıp dişini kıranlara dahi hidayet dileyen, bu insanlara beddua etmesini isteyenlere “Ben lanetçi değil, Hakk’a davetçi ve âlemlere rahmet olarak gönderildim” diyen Peygamber’in, Allah’tan Ali’ye karşı gelenlere bu şekilde beddua etmesini akıl ve mantık kabul etmez. (DEVAM EDECEK)

DİĞER YENİ YAZILAR