DÜNDEN DEVAM
Fikret Bey, mesnevisini Peygamberimiz’le bitirmektedir. Ancak burada dikkati çeken bir şey var. Hz. İsa’yı sekiz sayfada anlatmışken Hz. Peygamber’e sadece bir sayfa ayırmıştır. Bunun sebebini de kendisi belirtmektedir:
Onun evsafını andıkça dilim
Tutulup der: Buna kadir değilim.
Hz. Muhammed’i anlatmaya dil gücünün yetmediğini “Acze bend eyledi zira gücümü” dizesiyle de onu anlatırken acizlikten dilinin tutulduğunu söylüyor. Son Peygamber hakkında ancak birkaç mesnevi söyleyip, kendisinin onu anlatamayacağını vurgulayan Fikret Bey, Mevlid sahibi Süleyman Çelebi’nin, onu en güzel biçimde anlattığını vurguluyor. En iyisi bu konuda sözü Çelebi’ye bırakmak olduğunu belirten Fikret Memişoğlu hemen besmele çekip Mevlid’i okumayı öneriyor:
HAZRET-İ MUHAMMED
Bes Muhammed ulu peygamberimiz
Anılıp onca biter ezberimiz
Gönül açmak gerek en sonra ona
Böyle ancak erişir kıssa sona
Onun evsafını andıkça dilim
Tutulup der: “Buna kadir değilim.”
Enbiya tesbihinin son düğümü
Acze bendeyledi zira gücümü
Onu tavsif eden ancak biri var
Okunur “Mevlid” i son asra kadar
Yanan aşk uğruna pervane gibi
Mevlid üstadı Süleyman Çelebi
Ona denk aşk ile söz söylenemez
Bunu idrak eden örnek denemez
Acizim, artık anınçün ne deyim
Çelebi’ye sözü terk etmedeyim
Edelim böylece biz hatm-i kelâm
Besmeleyle kılalım ana devam.
Dua ve sadaka
OKURUM Suat Güzel, “Okunan duaların, Kur’ân’lar’ın veya dağıtılan yemeklerin ölenin ruhuna bir faydası olur mu?” diye soruyor. Cevabım şudur: Eğer yapılan duaların ve verilen sadakaların ölenin ruhuna fayda sağlamasaydı Peygamberimiz ölmüşlerin ruhuna dua etmezdi, cenaze namazı da kılmazdı. Çünkü cenaze namazı, ölenin bağışlanması için duadan ibarettir.