Hurafeler hızla yayılmaya devam ediyor

Haberin Devamı

SORU: Eşimin çalıştığı işyerinde bir bayan arkadaşı her sabah işe geldiğinde 1 saat tespih çekiyormuş. Kocası İsmailiye cemaatine bağlıymış. Ona, 1 hafta içinde cumadan cumaya 4444 defa salavat-i tefriciyye çekmesi gerektiğini ayrıca senede belli bir zamanın musibet/bela ayı olduğunu söylemişler. O ay geldiği zaman şöyle bir dua okuması gerekiyormuş: “Ya dafial belaya idfa annl belaya fallahu hayrun hafizan ve huve erhamur rahimin inneke ala kulli şeyin kadir.” Eşim işyerinde imam hatip lisesi mezunu birine “musibet/bela ayı var mı yok mu?” diye sormuş. O da olduğunu söylemiş.

Eşime 4444 defa selavat-i tefriciyye çekmenin Hz. Peygamberimizin ve sahabenin hayatında olmadığını hatta bu tarz sayıyla tespih çekmediklerini söyledim. Eşim bunu bayan arkadaşına sormuş. O da “Madem dinimizde sayı diye bir şey yok o zaman 2 ve 4 rekâtlık namazların nasıl oluyor?” demiş. Geçenlerde eşime kırmızı renkli bir elbise aldık. Yine o bayan arkadaşı kocasının kendisine asla kırmızı renkli bir elbise giydirmediğini söylemiş. Bu konulara açıklık getirir misiniz? (Taner Canbet)

CEVAP: Ben hurafelere cevap vermekle uğraşmıyorum. Salat-i tefriciyye denilen dua formu Peygamber’in tertip ve tanzimi değildir. Peygamber kendi kendisine salat okumaz. Bunun mantıklı yanı yoktur. Ayrıca musibet/bela ayı veya zamanı da yoktur. İslâm’da uğursuzluk da yoktur. Uğursuzluk, uğursuz inancına sahip olanların kendisindedir. Başka diyeceğim bir şey yok. Herkes kendi yaptığından sorumludur. İnsanlar gırtlaklarına kadar hurafelere batmışlar.

Takdir ve teşekkür

HOCAM sizi kutluyorum. İnsanın yaratılışıyla ilgili Kur’ân ve Tevrat kıyaslamasında, aklı öne çıkartmanız, zihinleri bulandıran Adem ve Havva’dan başlayan yaratılış teorisinde ve inancında çok önemli bir açıklama yaptınız. Kur’ân’da bununla ilgili bir netliğin olmaması, aslında Kur’ân’ın insan aklına ve düşüncesine verdigi değeri gösterir. Şahsım olarak fazla din bilgim olmasa da insan neslinin çoğalmasında tıpkı sizin gibi düşünüyorum. Adem’den başka insan soylarının olduğunu, Adem’in imanlı yaratılan, bu anlamda üstün olan bir soy olduğunu ve peygamberlerin bu soyla devam ettiğini düşünüyordum.

Siz de bunu yazınca teyit etmiş oldunuz. Böylece insan aklının ve vicdanının kabul edemeyeceği kardeşlerin birbiriyle evlenmesi teorisini de çürütmüş oluyorsunuz. Şunu düşünüyordum ki, Allah muktedir değil mi ki, birçok insan nesli yaratsın ve ahlaki bir yaratılış sağlasın? Bunun aksi, Tanrı’ya olan inancı ve saygıyı zayıflatır.

CEVAP: Akıl için yol birdir. Ama akılsızların önünde binlerce yol açılır. Bocalayıp dururlar.

DİĞER YENİ YAZILAR