SORU: Ailem Artvin’de yaşıyor. Yapımı devam eden bir barajdan ötürü devlet buradaki toprakları kamulaştırıyor. Bu yerlerden birisinde annemin payı var. Buranın sahibi, anneannemin babası. Büyük dede öldüğü zaman tarlalar bölünmemiş. Devlete göre şu durumda yerlerin yarısı anneme kalıyor. Kur’â’na göre annemin payına düşen hissenin ne kadar olduğunu öğrenebilir miyiz?
CEVAP: Miras taksimi araziyle ilgili değil, eşya ve parayla ilgilidir. Çünkü İslâm hukukuna göre arazi taksim edilmez, devletindir. Devlet onun işletme hakkını şahıslara verir. Üç yıl toprağı güzel işlemeyip bor (işlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş toprak, borak) bırakandan alıp başkasına verir. Şimdi aradan asırlar geçmiş. Zamanla tapulu sistem ortaya çıkmış. Toprak şahıslara tapu edilir olmuş. Arazi taksimi, mal ve para taksiminden farklıdır. Artık kanunla herkesin hakkı belirlenmiştir. Bu husus ahiretle ilgili bir ibadet veya haram-helal meselesi değil, hakla ilgilidir. İnsanlar kanuna göre paylarını alıp helalleşirler, olur biter. Yazdığınız soy listesi de karışık. Siz bunu isterseniz bulunduğunuz yerin il müftüsüne götürün veya kanuni taksime razı olun. Önemli olan insanların birbirlerine haklarını helal etmeleridir.
Bedduanın kefareti var mı?
SORU: Çocuklarıma çok beddua ettim. Pişmanım. Ne yapabilirim? (Nihal Meral)
CEVAP: Allah’tan af dilersin. Çocuklarının iyiliği için dua edersin. Zaten yaptığın her dua kabul olsaydı şimdi kim bilir neler olmuştu. Allah kulunun içini biliyor. Senin aleyhine olacak bir şeyi kabul etmez. Çünkü kabul etse yine senin için yanar. Ama kulun, dilini bedduaya alıştırması doğru değildir.
Rüyayla hüküm verilmez
SORU: Rüyalara göre hareket etmemiz dinen doğru mudur? (Özden Koruk)
CEVAP: Rüya, eğer Kur’ân ve sünnet prensiplerine aykırı değilse gören kimse için bir yol gösterme, bir ışık olabilir. Ama genelde bir mana ifade etmez. Yani rüya dinin kaynaklarından değildir. İnsanları bağlamaz. Zaten Kur’ân’a aykırı rüyalarla amel etmek asla caiz değildir. Çünkü o tür rüyalar şeytanın aldatmasıdır. Rüyayla hüküm verilemez, insanlar suçlanamaz. Olayın tespiti için şahit ve kesin kanıt gerekir.