SORU: Sizin “İslâm Tasavvufu” adlı eserinizi okudum. Konuyu çok iyi kavrayabilmem için birkaç defa tekrarlamam gerekiyor. Yanılmıyorsam tarikatın dinimizde yeri var. Ama siz “Bugünkü şekli değil” diyorsunuz. Sizin dediğiniz şekilde tasavvufu uygulayanlar da muhakkak vardır. Siz hep Kur’an-ı Kerim’e göre eser yazan ve konuşan bir ilahiyatçısınız. Bence, sizin yaptığınız mealden daha iyi meal Türkiye’de yoktur. Herkes bir yorum katıyor. Bazı ilahiyatçılar, “niye tasavvufun dinimizde yeri yok?” diyorlar? Hatta televizyonda bir ilahiyatçıyı dinledim. “İmam-ı Gazali ve Halid-i Bağdadi’yi Allah affetsin” diyen bu kişi “kurban kesmek farzdır” diyor. Bunun ayette sabit olduğunu söylüyor. Ben de “Allah onları affetsin” duyorum. (Muhammed Yusufoğlu)
CEVAP: Herkes için Allah’tan af dilenir ama Gazali ve Halid-i Bağdadi için af dileyen zatın, kendisi affa daha çok muhtaçtır. Bu insanların yıldızlaşmış Hak dostlarına dil uzatmaları, o merhumların değerini düşürmez, sadece bunların bencilliklerini, kendini beğenmişliklerini gösterir. Siz eğer gerçekten bir Hak dostu bulursanız ondan istifade edersiniz. Ama bu Hak dostu kimdir onu bilemem. Kur’ân’da “kurban kes” emri yoktur. Ancak hacda kurban kesenlerin Allah adını anmaları (Hac: 27, 34), bu hayvanların etlerini yemeleri, darda kalmışa, yoksula da yedirmeleri emredilmektedir. Allah’tan başka bir tanrı yani put adına kesilen hayvan murdar olur, onun eti yenmez. İşte ayette anlatılan budur. Yani kurbanın Allah adına kesilmesi lazım. Peygamberimizin de açık ifadesiyle kurban Hz. İbrahim’den kalma bir sünnettir. Sahabilerin içinde kurban kesen çok değildir. Dört halife de kurban bayramında kurban kesmemişlerdir. Kurban hacla ilgilidir. Hacceden kimse, durumu müsaitse, yanında kurban götürmüşse keser. Kurban götürmeyen kesmez. Her hacca gidenin kurban kesmesi gerekmez. Yalnız hac yapana (ifrad haccına) kurban gerekmez.
Vakit namazları
SORU: Müslümanların kılmakla yükümlü olduğu farz namazları yazar mısınız? (Arif Bilgin)
CEVAP: Kur’ân’da emredilen namazlar, gündüzün iki ucunda kılınan (sabah, akşam) ve gecenin bir bölümünde, özellikle seher vaktinde kılınan gece namazlarıdır. Öğle ve ikindi namazları Peygamberimizin uygulamasıyla farz kılınmıştır. Çünkü Allah’ın Elçisi olan, bu namazları cemaatle kıldırmıştır. Böyle olduğu da tevatürle sabittir. Ona uymak Müslümanların boynunun borcudur. Zira Kur’ân, Allah’ı sevenlerin, Peygamber’e uymalarını emretmekte ayrıca “Allah’a itaat ediniz, Elçi’ye itaat ediniz” emri birkaç yerde vurgulanmaktadır. Benim o yazıdaki amacım gece namazlarını, özellikle sabah namazını ihmal eden, namaz vaktinde uyuyan insanları uyarmaktı. Ama insanlar namaz kılmamak veya bizi taşlamak için bahane arıyorlarsa ben ne yapabilirim?
Hak dostuna dil uzatanlar
Haberin Devamı