SORU: “İslâm Tasavvufu” adlı eserinizi okudum. Yanılmıyorsam tarikatın dinimizde yeri var. Ama siz bu eserinizde gerçek tarikatın bugünkü şekli olmadığını belirtiyorsunuz. Gerçi tarikatların uygulamalarını bilmiyorum. Ben de tasavvuf yolunda yürümek istiyorum. Ancak bunun için nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. Sizin dediğiniz şekilde tasavvufu uygulayanlar muhakkak vardır. Biliyorum siz hep Kur’ân-ı Kerim’e göre eser yazan ve konuşan bir ilahiyatçısınız. Herkes kendine göre bir yorum katıyor. Bazı ilahiyatçılar niye “tasavvufun dinimizde yeri yok, şirktir” diyor? Tevizyonda bir ilahiyatçıyı dinledim. “İmam-ı Gazali ve Halid-i Bağdadi’yi Allah affetsin. Uygulamaları çok yanlış” dedi. Aynı kişi, “Kurban kesmek farzdır. Bu ayetle sabittir” diye açıklama yaptı. Ben de “Allah onları affetsin” diyorum. (Muhammmed Yusufoğlu)
CEVAP: Herkes için Allah’tan af dilenir ama Gazali ve Halid-i Bağdadi için af dileyen bu zatın, kendisi affa muhtaçtır. Bu insanların yıldızlaşmış Hak dostlarına dil uzatmaları, onların değerini düşürmez. Sadece bunların bencilliklerini, kendini beğenmişliklerini gösterir. Siz eğer gerçekten bir Hak dostu bulursanız ondan istifade edersiniz. Ama bu Hak dostu kimdir, onu bilemem. Allah’a yalvar, sana rüyalarında da olsa bir işaret verir.
Kur’ân’da “kurban kes” emri yoktur. Sadece kurban kesilirken onlara Allah’ın adının anılması emredilir.
Allah’tan başka bir tanrı yani put adına kesilen hayvan murdar olur, onun eti yenmez. İşte ayette anlatılan budur.
Peygamberimizin de açık ifadesiyle kurban, Hz. İbrahim’den kalma bir sünnettir. Sahabilerin içinde kurban kesen çok değildir. Dört halife de kurban bayramında kurban kesmemişlerdir. Kurban hacla ilgilidir. Hacceden kimse, durumu müsaitse, yanında kurban götürmüşse kurban keser.
Kurban götürmeyen kesmez. Her hacca gidenin kurban kesmesi gerekmez. Yalnız hac yapana (ifrad haccına) kurban gerekmez.
Erkek, karısının cenazesini yıkayabilir mi?
SORU: Koca, karısının cenazesini yıkayabilir mi? Yıkayamazsa neden? (Erdinç Büyükgümüş)
CEVAP: Hanefi ulemasına göre erkeği erkek, kadını kadın yıkar. Kadın kendi kocasını yıkayabilir. Fakat erkek, karısını yıkayamaz. Yıkayacak kadın bulunmazsa kocası ona teyemmüm ettirir. Hz. Ayşe’nin anlattığı şu hadisten, karı-kocanın birbirlerini yıkayabileceği anlaşılmaktadır: “Peygamber bir cenazeden döndü. Başımda bir ağrı hissediyordum. ‘Vah başım’ dedim. ‘Benim de başım Ayşe’ dedi. Sonra (şaka için) buyurdu ki: ‘Ne olur sanki sen benden önce ölsen de kalkıp seni yıkasam, kefenlesem, üzerine namaz kılıp seni gömsem” (İbn Mace, Cenaiz: 9. Hadisi Buhari de özetle aktarmıştır).
Hak dostlarına dil uzatanlar...
Haberin Devamı