Hadisin önemi ve geçerlilik şartları (5)

Haberin Devamı

DÜNDEN DEVAM

Büyük sahabiler, dinin yegâne temelinin ve yazılı anayasasının Kur’ân olduğuna inandıkları için Kur’ân’dan başka dini bir kitap olmasını istememişler, bundan dolayı da çeşitli kimselerin anlattığı hadisleri yazdırmamışlar, yazanların da yazdıklarını imha etmelerini emretmişlerdir. İmam-ı Malik, Hz. Ömer’in bir ara hadisleri yazmak veya yazdırmak istediğini fakat sonra, “Allah’ın kitabıyla beraber başka kitap olmaz” deyip bundan vazgeçtiğini söylemiştir (Kurtubi). Oğlu Abdullah’tan aktarılan bir söze göre de Hz. Ömer, bazı kimselerin önerisi üzerine bir ara hadis yazdırmayı düşünmüş. Bir ay kadar Allah’tan kalbine doğru düşünceyi gönlüne ilham etmesini dilemiş. Sonunda bir sabah kalkınca şu karara varmış: “Ben hadisleri yazdırmak istiyordum. Sonra sizden önceki bir toplumu düşündüm. Onlar birtakım kitaplar yazdılar da Allah’ın kitabını bırakıp o kitapların üzerine kapandılar. Asla Allah’ın kitabına başka bir şey karıştırmam.”

Daha sonra Ömer illere, “Kimin yanında (yazılı) hadis varsa onu silsin” diye emir göndermiştir (Camiu beyanil-ilm ve fadlih, s. 80-81). Mervan, Zeyd ibn Sabit’i çağırtmış. Zeyd, Peygamber’den hadis anlatırken yine Mervan’ın emriyle bazı kişiler Zeyd’den habersiz, onun söylediklerini yazmışlar. Sonra durumun farkına varan Zeyd, “Ne biliyorsunuz, belki size söylediğim her şey, benim anlattığım gibi değildir?” demiştir. Kurtubi’nin “Camiu beyanil-ilm ve fadlih” adlı kitabında, sahabiler döneminde hadis yazılmadığı, onların bundan hoşlanmadıkları hatta yazmak isteyenlere engel oldukları, yazılanların mürekkebini yıkayarak yok ettikleri, Allah’ın kitabı yanında başka bir dini kitap görmek istemedikleri senet ve kanıtlarıyla belirtilmektedir. İbn Sirin, “İsrailoğulları atalarından miras aldıkları kitaplar yüzünden şaşırdılar” demiştir. Onun kastı, ilahi kitaptan ayrı olarak yazdıkları Mişna, Talmud gibi rivayet kitaplarıdır. İşte bunlar, kolay dini güçleştirmiştir.

DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR