Fetih Suresi ve Hudeybiye seferi

Haberin Devamı

SORU: Bir hoca, Fetih Günü münasebetiyle yapılan sohbette Mekke’nin fethiyle ilgili ayeti, “Mekke’yi biz senin için fethettik” diye anlamlandırdı. Bu yoruma ne dersiniz? (Rifat Yavuz)

CEVAP: “Mekke’yi biz senin için fethettik” diye bir ayet yok. Size bunları söyleyen kişi bilgisizmiş. Çünkü fethin manasını bilmiyor. Fetih, kapalı yolu açmak demektir. Herhangi bir kenti ele geçirmek demek değildir. Aynı kökten “miftah” da anahtar anlamına gelir. Fetih Suresi, Mekke’nin fethi münasebetiyle değil ondan 2 yıl önce yapılan Hudeybiye Antlaşması’nı takiben inmiştir. Hudeybiye seferinin ve bu seferin ardından imzalanan barışın özeti şudur: Peygamber hicretin 6’ncı yılı, zulkade ayının ilk pazartesi günü (İ.S. Mart 628), Abdullah ibn Ümm-i Mektum’u Medine’de yerine vekil bırakarak yaklaşık 1500 sahabisiyle birlikte umre yapmak üzere yola çıktı. Peygamber’in zulkade ayında umre için çıkması, umrenin ardından hac yapmayı da tasarladığını gösterir. Müslümanlar, yanlarına kılıçtan başka silah almamışlardı. Kurbanlık hayvanlarını da beraberlerinde götürüyorlardı.

Müslümanların geleceğini duyan müşrikler, onları Mescid-i Haram’a sokmamaya karar verdiler. Halid ibn Velid komutasında 200 atlı gönderdiler. Allah’ın Elçisi akşam olunca ashabını, düşman süvarilerine fark ettirmeden Mekke’ye 9 mil uzaklıktaki Hudeybiye’ye yürüttü. Kendi aralarında bir karara varamayan Kureyşliler, Hz. Peygamber’le görüşmek üzere Süheyl başkanlığında bir heyet gönderdi. Uzun tartışmalardan sonra varılan antlaşmaya göre: 1- Taraflar 10 yıl savaşmayacaklar, 2- Müslümanlar bu yıl değil, ertesi yıl umre yapabilecekler, 3- Mekke’den Müslümanların tarafına kaçan olursa bunlar geri verilecek fakat Müslümanlardan müşrikler tarafına kaçan olursa bunlar geri verilmeyecek, 4- Yöredeki kabileler, diledikleri tarafa katılıp antlaşmanın koşullarına tabi olacaklar.

Hz. Peygamberle Kureyş delegasyonu başkanı Süheyl tarafından imzalanan antlaşma, görünürde Müslümanların aleyhine hükümler taşıdığından Hz. Ömer gibi bazı sahabiler memnun olmadılar. Ashab arasında bir huzursuzluk vardı. Kureyşliler gittikten sonra Peygamber ashabına, “Kalkın, kurbanlarınızı kesin, traş olun” dedi. Bu sözü 3 kez yinelediği halde kimse kalkmadı. Allah’ın Elçisi, arkadaşlarının bu durumunu zevcesi Ümmü Seleme’ye yakınarak anlattı. Ümmü Seleme, “Ya Resulallah, böyle yapılmasını istiyorsan sen çık, kimseye bir şey demeden kurbanını kes, traş ol” dedi. Allah’ın Elçisi, kimseye bir şey demeden kurbanını kesti, traş oldu. Onun böyle yaptığını görenler de kalkıp kurbanlarını kestiler, traş oldular.

* DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR