SORU: Genç erkeklerin küpe takması bence hiç hoş bir hareket değil. Bu, dinimizce sakıncalı mıdır? Peygamberimiz de küpe taktı mı? (Arif Güneş/Amerika)
CEVAP: Peygamberimizin küpe taktığını bilmiyorum. Ancak Kehf Suresi’nde ve başka surelerde cennetliklerin altın bilezikler, küpeler takacakları, ipek giysiler giyecekleri özendirici biçimde anlatılır. Peygamberimizin döneminde krallar süs eşyası olarak küpe takarlardı. Bir de kölelerin belli olması için kulaklarına küpe takıldığı bilgisi de vardır. Kur’ân bunu yasaklamadığına göre küpe takmak haram veya mekruh değildir. Ama İslâm geleneğinde erkeklerin küpe taktığı nadirdir. Yavuz Sultan Selim’in de küpe taktığı, çizilen resimlerinden anlaşılır. Ama bu konuda emin değilim. Kur’ân’ın yasaklamadığı kıyafet, giyim kuşam ve süs eşyası mubahtır. Bunları kullanmakta bir sakınca yoktur.
Dualarımız ölünün bedenine değil ruhunadır
SORU: 1- Sizden Rufailik hakkında bilgi kaynağı istemiştim. Siz de bana “İslâm Hukuku” adlı eserinizden faydalanabileceğimi yazmıştınız. Acaba bu eseri nasıl temin edebilirim? 2- Eşimi kanserden kaybettim. Oğlum babasını kabrine koyarken kefeninin kirlenmiş olduğunu fark etmiş. Acaba yeniden yıkamak gerekiyor muydu? (Y. A.)
CEVAP: 1- Benim “İslâm Hukuku” adıyla bir eserim yok. Ama size Rifailik hakkında “İslâm Tasavvufu” adlı kitabımı tavsiye etmiş olabilirim. Bunu ve öteki kitaplarımı “Yeni Ufuklar Neşriyat No: 267 Bağlarbaşı/Üsküdar /İstanbul” adresinden temin edebilirsiniz. Telefon: 0216 492 66 13
2) Eşinizin defni sırasında kefenine necaset bulaşmış olması yeniden yıkanmasını gerektirmez. Bu hiç önemli değil. Yıkamak, onu temizlemekten çok son ayrılışında çevresinde bulunanlara daha güzel bir görünüm vermesini sağlamak içindir. Defnedildikten sonra cenaze hiçbir suretle açılmaz. Ceset ölüm halinden itibaren çürümeye başlar. Ruh ise zaten kabirde değildir, kendi özel âlemine gitmiştir. Dualarımız ölünün bedenine değil, ruhunadır.