Su gibi, ırmak gibi akıp giden hayat baştan başa bir sınavdır. Gönlünü Allah sevgisiyle, bunun yoğun şekli Allah aşkıyla dolduranlar ebediyen yaşarlar. Yunus’un dediği gibi âşıklar ölmez. Ölen cesettir. Ruh aydınlandıkça merhametle dünyayı sarar. Erenler gönüllerinde kin taşımaz, âleme rahmet olurlar. Güneş gibi her karanlığı aydınlatırlar. Toprak gibi herkesi üstünde taşır, Hak yolunda eziyetlere katlanırlar. Necmeddin Daye, onların sevgi dolu ruh hallerini ne güzel anlatır:
Düşmen-i mara saadet-yar bad
Der-cihan ez-omr ber-hordar bad
Her ki harî mi-dihed derrah-i ma
Hari ma der rah-i ü golzar bad.
(Düşmanımız bahtiyar olsun. Dünyada ömür boyu mutlu olsun. Kim bizim yolumuza diken koyarsa bizim dikenimiz onun yolunda gülistan olsun.) Basit düşünceli insanları kibir, gurur, yani ego sarmıştır. Onlar tekelcidir. Allah’ı da tekellerine almak isterler. Ve bu insanlar hep geri kalmışlardır, peygamberlerin mesajlarını da kendilerine alet ederek bozmuşlardır. Dindar görünen bu insanlar gerçekte dinin ruhundan çok uzaktırlar. Bir grup da var ki Allah’a bayrak açmış, Allah’ın varlığıyla savaşa koyulmuştur. Her ikisi de gerçek yobazdır. Din yobazı ve dinsizlik yobazı. İkisinin de şerrinden Allah’a sığınırız. Bunlar ne kadar uğraşsalar da Tanrı nuru olan Kur’ân’ın aydınlık mesajını kapatamazlar. “Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa inançsızlar hoşlanmasa da Allah, nurunu tamamlayacaktır” (Saf Suresi: 8).
Peygamberimizin doğum günü
SORU: Peygamberimizin doğum günü neden hep değişik günlerde kutlanıyor?
CEVAP: Peygamberimizin zamanında ay takvimi kullanılırdı. Hâlâ da dini günler ay takvimine göre hesaplandığından ve ay takvimi de güneş takvimine göre 11 gün kısa olduğundan aylar mevsimleri dolaşır. Ramazan ayı yılı dolaşır. Dini günler de yılı dolaşır. İşte Mevlit (doğum) Kandili de dini günlerden sayıldığı için ay takvimine göre Peygamberimizin doğum gecesi her yıl değişir, 10 gün önce gelir. Ama güneş takvimine göre Peygamberimizin doğum günü sabit, 20 Nisan 571’dir.