HOCAM biz üç arkadaşız. Akşamları Kur’ân okuyoruz, İslâm’ı araştırıyoruz. Günümüzde İslâm, Hz. Peygamber ve dört halife döneminde yaşanandan çok kötü durumda. Geçen 1400 yıllık süreçte çeşitli odaklar tarafından dine müdahale edilmiş. Mezhep yorumları, tasavvuf anlayışı, tarikatlar, cemaatler... Bunların genel anlamda dine olumsuz etkileri olmuş. Kişiler, görüşler, hurafeler, bidatllarla din özünden uzaklaştırılmış. Bizim niyetimiz bir kitap yayınlayıp dine yapılan ilaveleri (mezhep görüşü vs.) teker yazmak, incelemek, bunların aslında dinle ilgisi olmadığını ayetler yardımıyla halka anlatmak. Belli konu başlıkları altında dinin bir parçası gibi bilinen ama aslında Kur’ân’da olmayan yani hurafe veya bidatları anlatacağız. Bu çalışmamızda sizin yayınladığınız eserler ve diğer Kur’ân odaklı salih niyetli hocalarımızın yayınları yardımcımız olacaktır. (Metin Mutmain)
CEVAP: Düşünceleriniz doğrudur. Zaten ben de yıllardan beri bunları izah etmeye çalışıyorum. Ama siz bu düşüncelerinizi bana değil halka anlatın. Ancak bağnazlar menfaatleri, geleneğin devamında olduğu için anlamazlar.
Yezid’e atfedilen dize
SORU: Yezid’e atfedilen “Ela ya eyyühas-saki edir kesen ve navilha” mısraını şairler pek belagatlı bulurlarmış. Acaba Arapça açısından edebi değeri nedir? (Y. Doç. Dr. Münir Dedeoğlu)
CEVAP: “Ela ya eyyuhas-saki edir kesen ve navilha.” Bu şiir Yezid’e nispet edilir ama onun böyle büyük bir şair olduğunu sanmam. Bu şiir, bildiğim kadarıyla Hafız-ı Şirazi’nin divanında geçer. İkinci dizesi de Farsça olarak şöyledir:
Ela ya eyyuhas-saki edir kesen ve navilha
Ki ışk asan numûd evvel vüli oftad muşkilha.
(Ey saki kadehi dolaştır da ver. Çünkü baştan aşk kolay geldi ama sonra güçlük içine düştü). Yezid Divan mı yazdı ki böyle dizeler söylesin? Belki o da içerken daha önceki bir şiiri mırıldanmıştır. Yahut Yezid’i sevmeyenler onun aslında sürekli içen bir sarhoş olduğunu söylemek istemişlerdir. Bu konuda araştırma yapmak gerekir. Ama şiir olarak bu dize, duygulu ve edebi değeri yüksek bir sözdür.
Altınların zekâtı
SORU: 140 gram altınım var. Evim, arabam, işim yok. Eşim, “altınların zekâtına karışmam” diyor. Tek güvencem altınlarım. Bunların zekâtını vermek zorunda mıyım? (E. Ebrar)
CEVAP: Sizin eviniz yoksa size bir ev alacak miktardaki paraya zekât düşmez. Ondan fazlasına düşer. Altınlarınız eğer bir ev satın alma değerinden fazla ise o fazla miktara zekât düşer. Bundan azına düşmez. Ayrıca altınlar sizin değil de eşinizin ise zekâtı ona aittir. Siz onun zekâtını vermek zorunda değilsiniz. Onun da evi yoksa yine ev alacak kadarına zekât düşmez. Gerisine düşer.
Düşüncelerinizi halka anlatın
Haberin Devamı